Fluff İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Fluff Nedir?
Fluff kelimesi, Türkçe’de “yumuşak tüy parçacıkları” anlamına gelir. Ayrıca, boş, anlamsız veya gereksiz sözler için de kullanılır.
Örnek Cümleler:
- The pillow is filled with soft fluff. (Yastık, yumuşak tüy parçacıkları ile doludur.)
- The cat loves to play with the fluff from the sofa. (Kedi, koltuktaki yumuşak tüy parçacıklarıyla oynamayı sever.)
- The jacket is lined with fluff for extra warmth. (Ceket, ekstra sıcaklık için yumuşak tüylerle kaplanmıştır.)
- The clouds in the sky looked like fluffy cotton candy. (Gökyüzündeki bulutlar, pamuk şekerine benzeyen yumuşak görünüyorlardı.)
- The baby’s blanket was made of soft fluff. (Bebek battaniyesi yumuşak tüylerden yapılmıştı.)
- The teddy bear had a fluff-filled body. (Aygır ayakkabısının vücudu, tüy parçacıklarıyla doluydu.)
- She wore a fluffy sweater to keep warm. (Sıcak kalmak için kabarık bir kazak giydi.)
- The clouds parted to reveal a fluffy white bunny. (Bulutlar, kabarık beyaz bir tavşanı göstermek için ayrıldı.)
- The cat groomed itself and left fluff all over the couch. (Kedi kendisini tımarladı ve koltukta tüy bıraktı.)
- The blanket was so fluffy, it felt like a cloud. (Battaniye o kadar kabarık ve yumuşaktı ki bir bulut gibi hissettirdi.)
- She loves to pet her fluffy cat. (Kabarık kedisiyle oynamaktan keyif alır.)
- The clouds looked fluffy and light. (Bulutlar kabarık ve hafif görünüyordu.)
- The pastry chef added a little fluff to the frosting. (Pastacı kremaya biraz kabartma ekledi.)
- The snow was so fluffy, it was perfect for making snowmen. (Kar o kadar yumuşaktı ki kardan adamlar yapmak için mükemmeldi.)
- The little girl loved her new fluffy pink dress. (Küçük kız yeni kabarık pembe elbisesini sevdi.)
- The blanket was fluffier after it was washed. (Battaniye, yıkanınca daha kabarık hale geldi.)
- The fluffy clouds floated across the blue sky. (Kabarık bulutlar, mavi gökyüzünün üzerinde yüzdü.)
- The puppy loved to chew on the fluffy pillow. (Köpek yastıkta tüylerle oynamaktan keyif aldı.)
- The chef whipped up a fluffy omelette for breakfast. (Aşçı, kahvaltı için kabarık bir omlet hazırladı.)
- She brushed her fluffy hair and put it in a
pretty bun. (Saçlarını tarayıp kabarık hale getirdi ve güzel bir topuz yaptı.)
Türkçe Karşılıklar:
- Yastık, yumuşak tüy parçacıkları ile doludur.
- Kedi, koltuktaki yumuşak tüy parçacıklarıyla oynamayı sever.
- Ceket, ekstra sıcaklık için yumuşak tüylerle kaplanmıştır.
- Gökyüzündeki bulutlar, pamuk şekerine benzeyen yumuşak görünüyorlardı.
- Bebek battaniyesi yumuşak tüylerden yapılmıştı.
- Aygır ayakkabısının vücudu, tüy parçacıklarıyla doluydu.
- Sıcak kalmak için kabarık bir kazak giydi.
- Bulutlar, kabarık beyaz bir tavşanı göstermek için ayrıldı.
- Kedi kendisini tımarladı ve koltukta tüy bıraktı.
- Battaniye o kadar kabarık ve yumuşaktı ki bir bulut gibi hissettirdi.
- Kabarık kedisiyle oynamaktan keyif alır.
- Bulutlar kabarık ve hafif görünüyordu.
- Pastacı kremaya biraz kabartma ekledi.
- Kar o kadar yumuşaktı ki kardan adamlar yapmak için mükemmeldi.
- Küçük kız yeni kabarık pembe elbisesini sevdi.
- Battaniye, yıkanınca daha kabarık hale geldi.
- Kabarık bulutlar, mavi gökyüzünün üzerinde yüzdü.
- Köpek yastıkta tüylerle oynamaktan keyif aldı.
- Aşçı, kahvaltı için kabarık bir omlet hazırladı.
- Saçlarını tarayıp kabarık hale getirdi ve güzel bir topuz yaptı.
Hemen Yorum Yaz