Fluff İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fluff İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fluff Nedir?

Fluff kelimesi, Türkçe’de “yumuşak tüy parçacıkları” anlamına gelir. Ayrıca, boş, anlamsız veya gereksiz sözler için de kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The pillow is filled with soft fluff. (Yastık, yumuşak tüy parçacıkları ile doludur.)
  2. The cat loves to play with the fluff from the sofa. (Kedi, koltuktaki yumuşak tüy parçacıklarıyla oynamayı sever.)
  3. The jacket is lined with fluff for extra warmth. (Ceket, ekstra sıcaklık için yumuşak tüylerle kaplanmıştır.)
  4. The clouds in the sky looked like fluffy cotton candy. (Gökyüzündeki bulutlar, pamuk şekerine benzeyen yumuşak görünüyorlardı.)
  5. The baby’s blanket was made of soft fluff. (Bebek battaniyesi yumuşak tüylerden yapılmıştı.)
  6. The teddy bear had a fluff-filled body. (Aygır ayakkabısının vücudu, tüy parçacıklarıyla doluydu.)
  7. She wore a fluffy sweater to keep warm. (Sıcak kalmak için kabarık bir kazak giydi.)
  8. The clouds parted to reveal a fluffy white bunny. (Bulutlar, kabarık beyaz bir tavşanı göstermek için ayrıldı.)
  9. The cat groomed itself and left fluff all over the couch. (Kedi kendisini tımarladı ve koltukta tüy bıraktı.)
  10. The blanket was so fluffy, it felt like a cloud. (Battaniye o kadar kabarık ve yumuşaktı ki bir bulut gibi hissettirdi.)
  11. She loves to pet her fluffy cat. (Kabarık kedisiyle oynamaktan keyif alır.)
  12. The clouds looked fluffy and light. (Bulutlar kabarık ve hafif görünüyordu.)
  13. The pastry chef added a little fluff to the frosting. (Pastacı kremaya biraz kabartma ekledi.)
  14. The snow was so fluffy, it was perfect for making snowmen. (Kar o kadar yumuşaktı ki kardan adamlar yapmak için mükemmeldi.)
  15. The little girl loved her new fluffy pink dress. (Küçük kız yeni kabarık pembe elbisesini sevdi.)
  16. The blanket was fluffier after it was washed. (Battaniye, yıkanınca daha kabarık hale geldi.)
  17. The fluffy clouds floated across the blue sky. (Kabarık bulutlar, mavi gökyüzünün üzerinde yüzdü.)
  18. The puppy loved to chew on the fluffy pillow. (Köpek yastıkta tüylerle oynamaktan keyif aldı.)
  19. The chef whipped up a fluffy omelette for breakfast. (Aşçı, kahvaltı için kabarık bir omlet hazırladı.)
  20. She brushed her fluffy hair and put it in a

pretty bun. (Saçlarını tarayıp kabarık hale getirdi ve güzel bir topuz yaptı.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. Yastık, yumuşak tüy parçacıkları ile doludur.
  2. Kedi, koltuktaki yumuşak tüy parçacıklarıyla oynamayı sever.
  3. Ceket, ekstra sıcaklık için yumuşak tüylerle kaplanmıştır.
  4. Gökyüzündeki bulutlar, pamuk şekerine benzeyen yumuşak görünüyorlardı.
  5. Bebek battaniyesi yumuşak tüylerden yapılmıştı.
  6. Aygır ayakkabısının vücudu, tüy parçacıklarıyla doluydu.
  7. Sıcak kalmak için kabarık bir kazak giydi.
  8. Bulutlar, kabarık beyaz bir tavşanı göstermek için ayrıldı.
  9. Kedi kendisini tımarladı ve koltukta tüy bıraktı.
  10. Battaniye o kadar kabarık ve yumuşaktı ki bir bulut gibi hissettirdi.
  11. Kabarık kedisiyle oynamaktan keyif alır.
  12. Bulutlar kabarık ve hafif görünüyordu.
  13. Pastacı kremaya biraz kabartma ekledi.
  14. Kar o kadar yumuşaktı ki kardan adamlar yapmak için mükemmeldi.
  15. Küçük kız yeni kabarık pembe elbisesini sevdi.
  16. Battaniye, yıkanınca daha kabarık hale geldi.
  17. Kabarık bulutlar, mavi gökyüzünün üzerinde yüzdü.
  18. Köpek yastıkta tüylerle oynamaktan keyif aldı.
  19. Aşçı, kahvaltı için kabarık bir omlet hazırladı.
  20. Saçlarını tarayıp kabarık hale getirdi ve güzel bir topuz yaptı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.