Flight İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Flight (Uçuş)
Flight kelimesi İngilizcede uçuş anlamına gelir. Aşağıda, “flight” kelimesinin örnek cümlelerini ve Türkçe anlamlarını bulabilirsiniz.
- I missed my flight to Paris. (Paris’e olan uçuşumu kaçırdım.)
- The flight was delayed due to bad weather. (Uçuş kötü hava koşulları nedeniyle gecikti.)
- She is afraid of flying. (Uçmaktan korkuyor.)
- We had a connecting flight in Istanbul. (İstanbul’da aktarma yaptık.)
- The flight attendant brought us drinks. (Uçuş görevlisi bize içecek getirdi.)
- The flight was smooth and comfortable. (Uçuş pürüzsüz ve rahattı.)
- The flight was canceled due to a strike. (Uçuş grev nedeniyle iptal edildi.)
- I always book a window seat for my flights. (Uçuşlarım için her zaman bir pencere kenarı koltuk rezerve ederim.)
- The flight was full, so I couldn’t get an upgrade. (Uçuş dolu olduğu için yükseltme alamadım.)
- The flight crew was very friendly and helpful. (Uçuş ekibi çok dostça ve yardımseverdi.)
- She was nervous during the flight turbulence. (Uçuş sarsıntısı sırasında gergindi.)
- The flight was overbooked, so they offered compensation for volunteers to take a later flight. (Uçuş aşırı rezervasyonlu olduğu için daha sonra uçacak gönüllülere tazminat teklif ettiler.)
- The flight attendant instructed us on the emergency procedures. (Uçuş görevlisi bize acil durum prosedürleri hakkında talimat verdi.)
- We had to go through security before boarding the flight. (Uçağa binmeden önce güvenlik kontrolünden geçmemiz gerekiyordu.)
- The flight was fully booked, so we had to sit separately. (Uçuş tamamen dolu olduğu için ayrı oturmak zorunda kaldık.)
- The flight was long and tiring, but we finally arrived. (Uçuş uzun ve yorucuydu, ama sonunda geldik.)
- The flight attendant asked us to fasten our seatbelts for takeoff. (Uçuş görevlisi bize kalkış için emniyet kemerlerimizi takmamızı söyledi.)
- We had a layover in Dubai before our connecting flight. (İstanbul’daki aktarma uçuşumuzdan önce Dubai’de mola verdik.)
- The flight landed safely despite the stormy weather. (Fırtınalı hava koşullarına rağmen uçuş güvenli bir şekilde indi.)
- I always enjoy the view from the window during my flights. (Uçuşlarım sırasında her zaman pencereden manzarayı keyifle izlerim.)
- The airline provided complimentary snacks and drinks during the flight. (Hava yolu şirketi uçuş sırasında ücretsiz atıştırmalıklar ve içecekler sağladı.)
- The flight attendant announced that we were about to land. (Uçuş görevlisi iniş yapmak üzere olduğumuzu duyurdu.)
- I prefer early morning flights because they’re usually less crowded. (Genellikle daha az kalabalık oldukları için sabahın erken saatlerindeki uçuşları tercih ederim.)
- The flight was overbooked, so I volunteered to take a later one in exchange for a voucher. (Uçuş aşırı rezervasyonlu olduğu için bir sonraki uçuşa karşılık olarak bir kupon karşılığında gönüllü oldum.)
- The flight was on time and we arrived at our destination as scheduled. (Uçuş zamanında başladı ve varış noktamıza planlandığı gibi vardık.)
- The flight crew reminded us to put our electronic devices in airplane mode during takeoff and landing. (Uçuş ekibi, kalkış ve iniş sırasında elektronik cihazlarımızı uçak moduna almamızı hatırlattı.)
- I always pack a neck pillow and earplugs for long flights. (Uzun uçuşlar için her zaman boyun yastığı ve kulak tıkaçları paketlerim.)
- The flight attendants distributed immigration forms before landing. (Uçuş görevlileri, inişten önce göçmenlik formlarını dağıttı.)
- We had to wait in a long line to board our flight. (Uçuşumuza binmek için uzun bir kuyrukta beklememiz gerekti.)
- The flight was bumpy and I felt sick. (Uçuş sarsıntılıydı ve kendimi hasta hissettim.)
Hemen Yorum Yaz