Firmness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Firmness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Firmness İle İlgili Cümleler

Firmness, sertlik, sağlamlık, kararlılık anlamlarına gelir.

  1. His firmness of character helped him succeed in business. (Kararlılığı, iş hayatında başarılı olmasına yardımcı oldu.)
  2. The chair’s firmness makes it comfortable for sitting long hours. (Sandalyenin sertliği, uzun saatler boyunca oturmak için rahat olmasını sağlar.)
  3. He squeezed the fruit to check its firmness. (Meyvenin sertliğini kontrol etmek için sıktı.)
  4. The firmness of the foundation is crucial for the stability of the building. (Temelin sağlamlığı, binanın kararlılığı için önemlidir.)
  5. The boxer showed firmness in the ring, never giving up despite being hurt. (Bokör yüzükte kararlılığını gösterdi, acı çekmesine rağmen asla pes etmedi.)
  6. The firmness of the handshake indicated his confidence. (Tokalaşmanın sertliği, onun güvenini gösterdi.)
  7. The teacher’s firmness in discipline helped maintain a peaceful classroom environment. (Öğretmenin disiplindeki sertliği, huzurlu bir sınıf ortamı sağlamaya yardımcı oldu.)
  8. The firmness of the ground beneath our feet gave us confidence to walk on it. (Ayaklarımızın altındaki zeminin sağlamlığı, üzerinde yürümeye güvenmemizi sağladı.)
  9. The firmness of the mattress is important for a good night’s sleep. (Yatakın sertliği, iyi bir gece uykusu için önemlidir.)
  10. His firmness in his beliefs made him a respected leader. (İnançlarındaki kararlılığı, saygın bir lider yapmıştır.)
  11. The firmness of the rope was tested before climbing up the mountain. (Tırmanmadan önce ipin sertliği test edildi.)
  12. The firmness of her decision to leave the job surprised her colleagues. (İşten ayrılma kararındaki kararlılığı, meslektaşlarını şaşırttı.)
  13. The firmness of the steering wheel gave him control over the car. (Direksiyonun sertliği, arabayı kontrol etmesini sağladı.)
  14. The firmness of the soil made it difficult to plant the seeds. (Toprağın sertliği, tohumları ekmesini zorlaştırdı.)
  15. The firmness of the basketball made it bounce well on the court. (Basketbolun sertliği, sahada iyi zıplamasını sağladı.)
  16. Her firmness in negotiations helped her get a better deal. (Pazarlıkta gösterdiği kararlılık, daha iyi bir anlaşma yapmasına yardımcı oldu.)
  17. The firmness of his grip on the rope saved him from falling. (İpten tutuşundaki sertliği, düşmekten kurtardı.)
  18. The firmness of the lid on the jar kept the food fresh. (Kavanozdaki kapak sertli

olduğu için yiyecekleri taze tuttu.)
19. The firmness of her answer left no room for doubt. (Verdiği cevaptaki kararlılık, şüpheye yer bırakmadı.)

  1. The firmness of his belief in justice motivated him to become a lawyer. (Adalet inancındaki kararlılığı, onu avukat olmaya motive etti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.