Fine İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fine İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fine İle İlgili Cümleler

Fine: İyi, hoş, mükemmel

1. I’m feeling fine today. (Bugün kendimi iyi hissediyorum.)
2. Everything is going just fine. (Her şey yolunda gidiyor.)
3. This meal tastes fine. (Bu yemek güzel tatıyor.)
4. He did a fine job on the project. (Proje üzerinde güzel bir iş çıkardı.)
5. The weather is fine for a picnic. (Hava piknik için güzel.)
6. She has fine taste in music. (Müzik konusunda güzel bir zevki var.)
7. The fine details are important in this painting. (Bu resimdeki ince detaylar önemli.)
8. We had a fine time at the party. (Partide güzel zaman geçirdik.)
9. His fine manners impressed me. (Onun güzel tavırları beni etkiledi.)
10. She has a fine sense of humor. (Güzel bir espri anlayışı var.)
11. The fine print in the contract is crucial. (Sözleşmedeki küçük yazılar çok önemli.)
12. The wine has a fine aroma. (Şarap güzel bir kokuyla geliyor.)
13. The artwork is of fine quality. (Sanat eseri kaliteli.)
14. The hotel has fine amenities. (Otelde güzel olanaklar var.)
15. He gave me a fine piece of advice. (Bana güzel bir tavsiye verdi.)
16. The fabric has a fine texture. (Kumaşın güzel bir dokusu var.)
17. The performance was a fine display of talent. (Performans yeteneklerin güzel bir gösterisidi.)
18. He is a fine example of a leader. (O, liderlik için güzel bir örnek.)
19. The museum has a fine collection of art. (Müze güzel bir sanat koleksiyonuna sahip.)
20. The sunset was a fine sight to see. (Güneş batışı görülmeye değerdi.)

21. She made a fine impression on her boss. (Patronuna güzel bir izlenim bıraktı.)
22. The restaurant served a fine cuisine. (Restoran güzel bir mutfak sunuyor.)
23. The fine sand was perfect for building sandcastles. (İnce kum, kumdan kale yapmak için mükemmeldi.)
24. The movie had a fine soundtrack. (Filmin güzel bir müzikleri vardı.)
25. The fine weather encouraged us to go for a hike. (Güzel hava bizi yürüyüşe çıkarmaya teşvik etti.)