Filly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Filly
Filly, İngilizcede “dişi tay” anlamına gelen bir kelime olarak kullanılır.
- My neighbor just bought a beautiful filly. (Komşum sadece güzel bir dişi tay satın aldı.)
- The filly is running around the field with the other horses. (Dişi tay diğer atlarla birlikte tarlada koşuyor.)
- The filly’s mane is so long and silky. (Dişi tayın yeleleri çok uzun ve ipek gibi.)
- She’s planning on breeding the filly with a champion stallion. (O, dişi tayı bir şampiyon aygır ile çiftleştirmeyi planlıyor.)
- The filly’s coat is a beautiful shade of chestnut. (Dişi tayın kürkü güzel kestane renginde.)
- The filly’s ears perked up at the sound of her owner’s voice. (Sahibinin sesini duyunca dişi tayın kulakları kabardı.)
- The filly has a playful and curious personality. (Dişi tayın oynak ve meraklı bir kişiliği var.)
- She spent all day grooming her filly and making sure she looked her best. (Bütün gün dişi tayını tımar ederek ve en iyi görünmesini sağlamaya çalışarak geçirdi.)
- The filly was hesitant at first, but soon warmed up to her new owner. (Dişi tay önce tereddüt etti, ama kısa sürede yeni sahibine alıştı.)
- They watched the filly take her first steps and were filled with joy. (Dişi tayın ilk adımlarını izlediler ve sevinçle dolup taştılar.)
- The filly’s eyes were bright and curious as she explored her surroundings. (Dişi tayın gözleri parlak ve meraklıydı, etrafını keşfederken.)
- The filly’s hooves were strong and healthy. (Dişi tayın ayakları güçlü ve sağlıklıydı.)
- She was surprised by how quickly the filly learned to respond to her commands. (Dişi tayın komutlarına ne kadar hızlı tepki verdiğine şaşırdı.)
- The filly’s tail swished back and forth as she trotted around the arena. (Dişi tay pistte dolandıkça kuyruğunu sağa sola salladı.)
- The filly’s trainer was impressed by her natural athleticism and grace. (Dişi tayın doğal atletizmi ve zarafeti antrenörünü etkiledi.)
- The filly’s coat gleamed in the sunlight. (Dişi tayın kürkü güneşte parlıyordu.)
- They named the filly after her grandmother, who loved horses. (Atları seven büyükannesine atfen dişi t
ayın adını koydular.)
18. The filly’s playful nature sometimes got her into trouble. (Dişi tayın oynak doğası bazen onu sorunların içine sokuyordu.)
- She spent hours watching videos of filly races online. (Dişi tay yarışlarının videolarını saatlerce online izledi.)
- They were amazed by the filly’s speed and agility. (Dişi tayın hızına ve çevikliğine hayran kaldılar.)
Hemen Yorum Yaz