Filly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Filly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Filly

Filly, İngilizcede “dişi tay” anlamına gelen bir kelime olarak kullanılır.

  1. My neighbor just bought a beautiful filly. (Komşum sadece güzel bir dişi tay satın aldı.)
  2. The filly is running around the field with the other horses. (Dişi tay diğer atlarla birlikte tarlada koşuyor.)
  3. The filly’s mane is so long and silky. (Dişi tayın yeleleri çok uzun ve ipek gibi.)
  4. She’s planning on breeding the filly with a champion stallion. (O, dişi tayı bir şampiyon aygır ile çiftleştirmeyi planlıyor.)
  5. The filly’s coat is a beautiful shade of chestnut. (Dişi tayın kürkü güzel kestane renginde.)
  6. The filly’s ears perked up at the sound of her owner’s voice. (Sahibinin sesini duyunca dişi tayın kulakları kabardı.)
  7. The filly has a playful and curious personality. (Dişi tayın oynak ve meraklı bir kişiliği var.)
  8. She spent all day grooming her filly and making sure she looked her best. (Bütün gün dişi tayını tımar ederek ve en iyi görünmesini sağlamaya çalışarak geçirdi.)
  9. The filly was hesitant at first, but soon warmed up to her new owner. (Dişi tay önce tereddüt etti, ama kısa sürede yeni sahibine alıştı.)
  10. They watched the filly take her first steps and were filled with joy. (Dişi tayın ilk adımlarını izlediler ve sevinçle dolup taştılar.)
  11. The filly’s eyes were bright and curious as she explored her surroundings. (Dişi tayın gözleri parlak ve meraklıydı, etrafını keşfederken.)
  12. The filly’s hooves were strong and healthy. (Dişi tayın ayakları güçlü ve sağlıklıydı.)
  13. She was surprised by how quickly the filly learned to respond to her commands. (Dişi tayın komutlarına ne kadar hızlı tepki verdiğine şaşırdı.)
  14. The filly’s tail swished back and forth as she trotted around the arena. (Dişi tay pistte dolandıkça kuyruğunu sağa sola salladı.)
  15. The filly’s trainer was impressed by her natural athleticism and grace. (Dişi tayın doğal atletizmi ve zarafeti antrenörünü etkiledi.)
  16. The filly’s coat gleamed in the sunlight. (Dişi tayın kürkü güneşte parlıyordu.)
  17. They named the filly after her grandmother, who loved horses. (Atları seven büyükannesine atfen dişi t

ayın adını koydular.)
18. The filly’s playful nature sometimes got her into trouble. (Dişi tayın oynak doğası bazen onu sorunların içine sokuyordu.)

  1. She spent hours watching videos of filly races online. (Dişi tay yarışlarının videolarını saatlerce online izledi.)
  2. They were amazed by the filly’s speed and agility. (Dişi tayın hızına ve çevikliğine hayran kaldılar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.