Fiendishly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fiendishly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fiendishly kelimesinin anlamı:

Fiendishly kelimesi, çok zeki ve zorlu bir şekilde yapılan işleri veya davranışları ifade eder.

1. She solved the puzzle fiendishly quickly. (O, bulmacayı şeytani bir hızla çözdü.)
   
2. The fiendishly difficult exam took him hours to complete. (Şeytani derecede zor olan sınavı tamamlamak saatlerini aldı.)
   
3. The fiendishly smart criminal always seemed to be one step ahead of the police. (Şeytani derecede zeki suçlu her zaman polisten bir adım önde görünüyordu.)
   
4. The fiendishly talented musician played the piano with incredible speed and precision. (Şeytani derecede yetenekli müzisyen piyanoyu inanılmaz bir hız ve hassasiyetle çaldı.)
   
5. The fiendishly complex project required months of planning and execution. (Şeytani derecede karmaşık proje, aylarca planlama ve uygulama gerektirdi.)
   
6. The fiendishly hot chili sauce burned his mouth and made him sweat. (Şeytani derecede acı biber sosu ağzını yaktı ve terlemesine neden oldu.)
   
7. The fiendishly clever escape plan was almost successful, but they were caught at the last minute. (Şeytani derecede akıllı kaçış planı neredeyse başarılı oldu, ancak son dakikada yakalandılar.)
   
8. The fiendishly expensive restaurant was beyond his budget. (Şeytani derecede pahalı restoran bütçesinin üzerindeydi.)
   
9. The fiendishly tricky math problem stumped even the brightest students in the class. (Şeytani derecede zorlu matematik sorusu sınıftaki en parlak öğrencileri bile şaşırttı.)
   
10. The fiendishly addictive video game kept him up all night. (Şeytani derecede bağımlılık yapan video oyunu, onu tüm gece uyutmamıştı.)
    
11. The fiendishly intricate design of the dress took weeks to complete. (Şeytani derecede karmaşık elbise tasarımı tamamlanması haftalarını aldı.)
    
12. The fiendishly competitive business world was cutthroat and unforgiving. (Şeytani derecede rekabetçi iş dünyası acımasız ve affetmezdi.)
    
13. The fiendishly difficult climb to the top of the mountain was worth it for the stunning views. (Dağın zirvesine tırmanmak şeytani derecede zor olsa da, muhteşem manzaralar için buna değdi.)
    
14. The fiendishly complicated legal case required the expertise of a top-notch lawyer. (Şeytani derecede karmaşık hukuk davası, birinci sınıf bir avukatın uzmanlığına ihtiyaç duydu.)
    
15. The fiendishly fast rollercoaster made his stomach churn. (

Şeytani derecede hızlı olan rollercoaster onun midenini bulandırdı.)

16. The fiendishly clever magician amazed the audience with his illusions. (Şeytani derecede akıllı sihirbaz illüzyonlarıyla seyircileri büyüledi.)
    
17. The fiendishly challenging workout left him exhausted but satisfied. (Şeytani derecede zorlu antrenman onu yorgun ama tatmin olmuş halde bıraktı.)
    
18. The fiendishly strategic game of chess required him to think several moves ahead. (Satranç oyunu şeytani derecede stratejikti ve onun birkaç hamle önceden düşünmesini gerektirdi.)
    
19. The fiendishly devious plan to steal the diamond was foiled by the security guard. (Elmadağı’nı çalmak için şeytani derecede hileli bir plan, güvenlik görevlisi tarafından engellendi.)
    
20. The fiendishly complex machinery was a marvel of modern engineering. (Şeytani derecede karmaşık makine, modern mühendislik harikasıydı.)