Fidgety İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fidgety İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fidgety İle İlgili Cümleler

Fidgety kelimesi Türkçede “huzursuz” veya “sıkıntılı” anlamına gelir. İngilizce cümlelerde kullanımı aşağıdaki gibi olabilir:

1. She was feeling fidgety during the long car ride. (Uzun araba yolculuğu sırasında huzursuz hissediyordu.)
2. He became fidgety while waiting for the interview. (Mülakatı beklerken huzursuz oldu.)
3. The child was too fidgety to sit still in class. (Çocuk sınıfta duramayacak kadar huzursuzdu.)
4. The dog was fidgety during the thunderstorm. (Köpek gök gürültüsü sırasında huzursuzdu.)
5. She always gets fidgety when she’s nervous. (Sinirli olduğunda her zaman huzursuz olur.)
6. He started tapping his foot when he got fidgety. (Huzursuz olduğunda ayağını çarpmaya başladı.)
7. The fidgety baby wouldn’t stop crying. (Huzursuz bebek ağlamayı bırakmıyordu.)
8. She tried to calm her fidgety hands by squeezing a stress ball. (Stres topu sıkarak huzursuz ellerini sakinleştirmeye çalıştı.)
9. His fidgety behavior was making everyone uncomfortable. (Huzursuz davranışları herkesi rahatsız ediyordu.)
10. The fidgety cat kept jumping from one surface to another. (Huzursuz kedi sürekli yüzeyden yüzeye atlıyordu.)
11. She felt fidgety after drinking too much caffeine. (Çok fazla kafein tükettikten sonra huzursuz hissetti.)
12. He couldn’t sit still because he was feeling fidgety. (Huzursuz hissettiği için oturamadı.)
13. The fidgety student kept rustling papers and tapping pencils. (Huzursuz öğrenci kağıtları çıtırdatıp kalem çarpıyordu.)
14. She became fidgety when the phone didn’t ring for a long time. (Telefon uzun süre çalmadığında huzursuz oldu.)
15. He felt fidgety before his big presentation. (Büyük sunumu öncesinde huzursuz hissetti.)
16. The fidgety dog wouldn’t stay in one spot. (Huzursuz köpek bir yerde durmuyordu.)
17. She had a fidgety habit of twirling her hair. (Saçını çevirme alışkanlığı vardı.)
18. He tried to distract his fidgety mind with a crossword puzzle. (Huzursuz zihnini bir çapraz bulmaca ile meşgul etmeye çalıştı.)
19. The fidgety child was bouncing up and down on the couch. (Huzursuz çocuk koltukta yukarı ve aşağı zıplıyordu.)
20. She felt fidgety and restless after being cooped up inside all day. (Bütün gün içeride kapalı k

aldıktan sonra huzursuz ve tedirgin hissetti.)

Not: Yukarıdaki cümlelerde mavi ve kalın olarak belirtilen kısımlar İngilizce cümlelerdir.