Feign İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Feign İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Feign

Feign, bir his ya da davranışı yapmacık bir şekilde sergilemek veya sahte bir görüntü vermek anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. She feigned illness to get out of going to the party. (Partiye gitmekten kaçınmak için hastalık numarası yaptı.)
2. He feigned excitement at the news, but we could tell he wasn’t really interested. (Haberlere heyecanlı gibi göründü, ama gerçekte ilgilenmediği belliydi.)
3. The actor feigned surprise when he won the award. (Aldığı ödüle şaşırmış gibi yaptı.)
4. She feigned ignorance when I asked her about the missing money. (Kayıp parayla ilgili sorduğumda bilmediğini söyledi.)
5. He feigned interest in the conversation, but I could tell he was bored. (Konuşmaya ilgiliymiş gibi göründü, ama sıkıldığını anlayabildim.)
6. She feigned happiness at the news of her ex’s engagement. (Eski sevgilisinin nişanlandığı haberi karşısında mutlu göründü.)
7. He feigned sadness at the news of his rival’s success. (Rakibinin başarısını öğrendiğinde üzgün gibi davrandı.)
8. The spy feigned loyalty to his country while secretly working for the enemy. (Düşmana çalışırken ülkesine sadık gibi göründü.)
9. She feigned confidence, but deep down she was full of doubt. (Özgüvenliymiş gibi görünüyordu, ama içten içe şüphelerle doluydu.)
10. He feigned surprise when I told him I was leaving. (Ayrılacağımı söylediğimde şaşırmış gibi yaptı.)
11. She feigned innocence when accused of stealing. (Hırsızlıkla suçlandığında masum gibi davrandı.)
12. He feigned interest in her hobbies, but he didn’t really care. (Onun hobilerine ilgiliymiş gibi göründü, ama gerçekte umursamadı.)
13. She feigned understanding of the complex scientific concepts. (Karmaşık bilimsel kavramları anladığını sergiledi.)
14. He feigned approval of the plan, but secretly he was against it. (Planı onayladığı gibi gösterdi, ama gizlice karşıydı.)
15. She feigned surprise at the extravagant gift. (Lükse kaçan hediye karşısında şaşırmış gibi yaptı.)
16. He feigned anger at the news, but it was obvious he didn’t really care. (Haberlere öfkeli gibi davrandı, ama gerçekte umursamadığı belliydi.)
17. She feigned interest in the topic to impress her date. (Tarihi ilginçmiş gibi göstererek rand

evusunda etkilemek istedi.)
18. He feigned confidence in his presentation, even though he was nervous. (Sunumunda kendine güvenliymiş gibi göründü, ama aslında sinirliydi.)

19. She feigned surprise when she saw the surprise party her friends had planned. (Arkadaşlarının planladığı sürpriz partiyi görünce şaşırmış gibi yaptı.)
20. He feigned concern for his coworker’s personal life, but in reality, he was just being nosy. (İş arkadaşının özel hayatına ilgiliymiş gibi göründü, ama gerçekte sadece meraklıydı.)