Fateful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fateful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fateful Nedir?

Fateful, “kaderi belirleyen, hayati öneme sahip, kaderiyle ilgili” anlamlarına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. The fateful decision to quit his job and start his own business changed his life forever. (Hayatını değiştiren kaderiyle ilgili kararını almak onun için hayati önem taşıyordu.)
  2. The fateful day when they met was the beginning of their love story. (Birbirleriyle tanıştıkları hayati öneme sahip gün, aşk hikayelerinin başlangıcı oldu.)
  3. The fateful moment when the plane crashed into the building will always be remembered as a tragedy. (Uçağın binaya çarptığı kaderi belirleyen an, her zaman trajedi olarak hatırlanacaktır.)
  4. She knew that her fateful decision to tell the truth would have consequences. (Doğruyu söyleme kararının hayati öneme sahip olduğunu ve sonuçları olacağını biliyordu.)
  5. The fateful meeting with the fortune teller changed his perspective on life. (Falcı ile kaderi belirleyen karşılaşması, hayatına bakış açısını değiştirdi.)
  6. The fateful night when the storm hit the town caused a lot of damage. (Fırtınanın şehre vurduğu hayati öneme sahip gece, çok fazla hasara neden oldu.)
  7. The fateful decision to move to a new city proved to be the best thing they ever did. (Yeni bir şehre taşınma kararı, hayatlarındaki en iyi şey olduğunu kanıtladı.)
  8. The fateful encounter with the bear was both terrifying and exhilarating. (Ayıyla karşılaşma anı, hem ürkütücü hem de heyecan vericiydi.)
  9. The fateful phone call informing her of her grandmother’s death left her devastated. (Büyükannesinin ölümü hakkında bilgi veren hayati öneme sahip telefon görüşmesi, onu mahvetti.)
  10. The fateful mistake he made cost him his job and his reputation. (Yaptığı hayati öneme sahip hatanın sonucu, işini ve itibarını kaybetmesine neden oldu.)
  11. The fateful decision to adopt a child brought joy and love into their lives. (Bir çocuk evlat edinme kararı, hayatlarına mutluluk ve sevgi getirdi.)
  12. The fateful discovery of the treasure changed the course of their lives forever. (Hazineyi bulma hayati öneme sahip keşfi, hayatlarının akışını sonsuza dek değiştirdi.)
  13. The fateful match that ended in a draw meant that they had to play again. (Berabere biten kaderi belirleyen maç, tekrar oynamaları gerektiği anlamına geliyordu.)
  14. The fateful decision to have surgery was the only option to save her life. (Hayati öneme sahip ameliyat kararı, hayatını kurtarmak için tek seçenekti.)
  15. The fateful encounter
  1. The fateful encounter with a stranger on the train led to a life-changing conversation. (Trende yabancı biriyle hayati öneme sahip karşılaşma, hayatlarını değiştirecek bir konuşmaya neden oldu.)
  2. The fateful day of the car accident left him paralyzed from the waist down. (Kaza geçirdiği hayati öneme sahip gün, belinden aşağısı felç olan biri haline getirdi.)
  3. The fateful decision to study abroad gave her the opportunity to learn a new language and culture. (Yurt dışında eğitim almaya karar vermek, yeni bir dil ve kültür öğrenme fırsatı sağladı.)
  4. The fateful choice of a career path determined his future success and happiness. (Kariyer yolunu belirleyen hayati öneme sahip seçim, gelecekteki başarısı ve mutluluğu belirledi.)
  5. The fateful election that ended in a tie resulted in a recount of the votes. (Beraberlikle sonuçlanan kaderi belirleyen seçim, oyların yeniden sayılmasına neden oldu.)
  6. The fateful moment when he proposed to her will always be a cherished memory. (Ona evlenme teklif ettiği hayati öneme sahip an, her zaman saklı tutulan bir anı olarak kalacaktır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.