Fanfare İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fanfare İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fanfare Nedir?

Fanfare, özellikle resmi kutlama ve törenlerde çalınan gürültülü ve coşkulu bir müzik türüdür.

20 örnek cümle:

1. The band played a loud fanfare to announce the arrival of the guest of honor. (Band, onur konuğunun gelişini duyurmak için yüksek sesle bir fanfare çaldı.)
2. The queen’s coronation was marked by a majestic fanfare. (Kraliçenin taç giyme töreni, görkemli bir fanfare ile işaretlendi.)
3. The trumpets played a fanfare as the bride walked down the aisle. (Gelin koridor boyunca yürürken, trompetler fanfare çaldı.)
4. The sound of fanfare filled the air as the parade approached. (Geçit töreni yaklaşırken, fanfare sesi havayı doldurdu.)
5. The orchestra performed a stunning fanfare to open the concert. (Orkestra, konseri açmak için etkileyici bir fanfare sundu.)
6. The crowd cheered as the fanfare announced the start of the game. (Fanfare, oyunun başlangıcını duyururken kalabalık coşkuyla alkışladı.)
7. The fanfare echoed through the stadium as the team won the championship. (Takım şampiyonluğu kazandığında fanfare stadyumda yankılandı.)
8. The military band played a fanfare to honor the fallen soldiers. (Askeri bando, şehit askerlere saygı için bir fanfare çaldı.)
9. The fanfare signaled the beginning of the graduation ceremony. (Fanfare, mezuniyet töreninin başlangıcını işaret etti.)
10. The trumpeters performed a lively fanfare during the wedding reception. (Trompetçiler, düğün resepsiyonunda canlı bir fanfare sergiledi.)
11. The fanfare added excitement to the award ceremony. (Fanfare, ödül törenine heyecan kattı.)
12. The school marching band played a rousing fanfare at the homecoming game. (Okul yürüyen bandosu, ev sahibi takımın maçında coşkulu bir fanfare çaldı.)
13. The fanfare preceded the announcement of the Nobel Prize winners. (Fanfare, Nobel Ödülü kazananların duyurulmasından önce geldi.)
14. The orchestra closed the concert with a grand fanfare. (Orkestra, büyük bir fanfare ile konseri kapattı.)
15. The fanfare greeted the arrival of the foreign dignitaries. (Fanfare, yabancı diplomatların gelişini karşıladı.)
16. The fanfare played as the bride and groom walked down the aisle as husband and wife. (Gelin ve damat, eş olarak koridorda yürürken fanfare çalındı.)
17. The royal wedding was announced with a fanfare that could be heard for miles around. (Kraliyet düğünü, mil çapında duyulabilen bir fanfare ile duyuruldu.)
18. The fanfare was so loud that it made the audience jump out of their seats. (Fanfare o kadar yüksek ses

etti ki izleyiciler koltuklarından fırladı.)
19. The opening ceremony of the Olympics began with a spectacular fanfare. (Olimpiyatların açılış töreni, muhteşem bir fanfare ile başladı.)

20. The brass section of the band played an impressive fanfare that got everyone’s attention. (Bandonun bakır bölümü, dikkatleri çeken etkileyici bir fanfare çaldı.)

(Türkçe karşılıkları parantez içinde verilmiştir.)