Familiarity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Familiarity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Familiarity

Familiarity, bir şeyin tanıdık ya da aşina olma durumudur.

Örnek Cümleler:

  1. My familiarity with the city helped me navigate through the streets. (Şehirle olan aşinalığım sokaklarda gezinmemde yardımcı oldu.)
  2. Her familiarity with the topic was evident from her presentation. (Konu hakkındaki aşinalığı sunumundan belli oldu.)
  3. He had a certain familiarity with the language, but was not fluent. (Dili belirli bir aşinalıkla biliyordu ancak akıcı değildi.)
  4. She gained familiarity with the new software through training sessions. (Yeni yazılımı eğitim seansları sayesinde tanıdık hale getirdi.)
  5. His familiarity with the company’s policies made him a valuable employee. (Şirketin politikalarına olan aşinalığı, onu değerli bir çalışan yaptı.)
  6. As I grew up in this town, I have a great familiarity with its people and culture. (Bu kasabada büyüdüğüm için, insanları ve kültürü hakkında büyük bir aşinalığım var.)
  7. The professor’s familiarity with the subject matter was impressive. (Profesörün konuyla olan aşinalığı etkileyiciydi.)
  8. Despite her familiarity with the area, she still got lost. (Bölgeyle olan aşinalığına rağmen hala kayboldu.)
  9. His familiarity with the local customs helped him to adapt quickly to the new culture. (Yerel adetlere olan aşinalığı, yeni kültüre hızlıca uyum sağlamasına yardımcı oldu.)
  10. My familiarity with the company’s history gave me insight into its current operations. (Şirketin tarihine olan aşinalığım, şu anki işlemlerine içgörü kazandırdı.)
  11. The athlete’s familiarity with the course gave him an advantage over his competitors. (Sporcunun parkura olan aşinalığı, rakipleri karşısında avantaj sağladı.)
  12. She showed familiarity with the subject matter during the interview. (Mülakatta konuyla olan aşinalığını gösterdi.)
  13. My familiarity with the software made it easy for me to troubleshoot problems. (Yazılımın aşinalığı, sorunları gidermeyi kolaylaştırdı.)
  14. His familiarity with the neighborhood allowed him to recommend the best restaurants. (Semt hakkındaki aşinalığı, en iyi restoranları tavsiye etmesine izin verdi.)
  15. The employee’s familiarity with the company’s

procedures helped her to handle the difficult situation with ease. (Çalışanın şirket prosedürleri hakkındaki aşinalığı, zor durumu kolaylıkla yönetmesine yardımcı oldu.)

  1. After spending some time in the new job, I gained familiarity with the work environment. (Yeni işte biraz zaman geçirdikten sonra, iş ortamı hakkında aşinalık kazandım.)
  2. The teacher’s familiarity with the subject matter made the class interesting and engaging. (Öğretmenin konuyla olan aşinalığı, dersi ilginç ve etkileyici hale getirdi.)
  3. His familiarity with the procedures made the task easier and more efficient. (Prosedürlerle olan aşinalığı, görevi daha kolay ve verimli hale getirdi.)
  4. The tour guide’s familiarity with the city allowed her to provide insightful information to the tourists. (Tur rehberinin şehirle olan aşinalığı, turistlere içgörülü bilgi sağlamasına izin verdi.)
  5. Her familiarity with the team dynamics made her an effective team leader. (Takım dinamikleri hakkındaki aşinalığı, onu etkili bir takım lideri yaptı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.