Falter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Falter İle İlgili Cümleler
Türkçe Anlamı: Güçsüzleşmek, zayıflamak, titremek.
- The bird’s wings began to falter as it struggled to stay in the air. (Kuşun kanatları havada kalmak için mücadele ettiği için güçsüzleşmeye başladı.)
- Her voice faltered as she tried to explain the situation. (Durumu açıklamaya çalışırken sesi titredi.)
- The runner faltered towards the end of the race. (Koşunun sonuna doğru koşucu güçsüzleşti.)
- His confidence began to falter as he realized the magnitude of the task ahead. (Önündeki görevin büyüklüğünü fark ettiğinde özgüveni zayıflamaya başladı.)
- The company’s sales are faltering due to the economic recession. (Şirketin satışları ekonomik durgunluk nedeniyle zayıflıyor.)
- She felt her resolve faltering as she faced the daunting challenge. (Karşı karşıya kaldığı zorlu görevle başa çıkmaya çalışırken kararlılığı zayıflamaya başladı.)
- The team’s performance faltered in the second half of the game. (Takımın performansı oyunun ikinci yarısında zayıfladı.)
- He faltered under the pressure of the job interview. (İş görüşmesinin baskısı altında güçsüzleşti.)
- The stock market has been faltering in recent weeks. (Son haftalarda hisse senedi piyasası zayıflamaya başladı.)
- The old man’s steps began to falter as he climbed the stairs. (Yaşlı adamın adımları merdivenleri tırmanırken güçsüzleşmeye başladı.)
- The athlete’s performance faltered due to an injury. (Sporcunun performansı bir sakatlık nedeniyle zayıfladı.)
- Her faith in the project began to falter as problems arose. (Sorunlar çıktıkça projeye olan inancı zayıflamaya başladı.)
- The company’s profits have faltered in the last quarter. (Şirketin karı son çeyrekte zayıfladı.)
- The singer’s voice faltered as she reached the high note. (Sanatçının sesi yüksek nota geldiğinde titredi.)
- The team’s morale began to falter after the defeat. (Takımın moral değeri yenilgi sonrası zayıflamaya başladı.)
- The patient’s health began to falter as the disease progressed. (Hastanın sağlığı hastalık ilerledikçe zayıflamaya başladı.)
- The construction project has been faltering due to delays. (Gecikmeler nedeniyle inşaat projesi zayıflıyor.)
- The dancer’s performance faltered when she tripped on her costume. (Dansçının performansı kostümüne takılınca z
ayıfladı.)
19. The company’s reputation has been faltering due to a scandal. (Bir skandal nedeniyle şirketin reputasyonu zayıflıyor.)
- The team’s communication faltered, causing misunderstandings and mistakes. (Takımın iletişimi zayıfladığı için yanlış anlamalar ve hatalar oldu.)
Hemen Yorum Yaz