Falsetto İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Falsetto İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Türkçe Anlamı: Falsetto, bir erkeğin normalde ulaşamayacağı yüksek frekanslı sesleri çıkarmak için ses tellerini farklı bir şekilde kullanmasıdır.
- He sang the chorus in falsetto. (O, koro kısmını falsetto ile söyledi.)
- His falsetto voice was so high that it almost sounded like a woman’s. (Onun falsetto sesi o kadar yüksekti ki neredeyse bir kadının sesine benziyordu.)
- The singer used falsetto to hit the high notes. (Şarkıcı, yüksek notalara ulaşmak için falsetto kullandı.)
- Falsetto is often used in pop music. (Falsetto sıkça pop müzikte kullanılır.)
- He had a great falsetto range. (O, büyük bir falsetto aralığına sahipti.)
- The song requires a lot of falsetto. (Şarkıda birçok falsetto gerekiyor.)
- His falsetto was so good that he was asked to sing lead vocals. (Onun falsettosu o kadar iyiydi ki, ana vokalleri söylemesi istendi.)
- The singer’s falsetto was breathtakingly beautiful. (Şarkıcının falsettosu nefes kesici derecede güzeldi.)
- She can hit the highest falsetto notes with ease. (O, en yüksek falsetto notalarına kolayca ulaşabilir.)
- The song was sung entirely in falsetto. (Şarkı tamamen falsetto ile söylendi.)
- Falsetto requires a lot of control over your vocal cords. (Falsetto, ses telleriniz üzerinde büyük bir kontrol gerektirir.)
- He was able to switch seamlessly between his natural voice and falsetto. (O, doğal sesi ile falsetto arasında sorunsuzca geçiş yapabildi.)
- The falsetto in that song always gives me chills. (Şarkıdaki falsetto beni her zaman ürpertir.)
- She’s known for her incredible falsetto range. (O, inanılmaz falsetto aralığıyla tanınıyor.)
- The singer’s falsetto added an ethereal quality to
the song. (Şarkıcının falsettosu, şarkıya mistik bir özellik kattı.)
16. Falsetto is a difficult technique to master. (Falsetto, ustalaşması zor bir tekniktir.)
- He used falsetto to create a unique sound for the song. (O, şarkıya özgün bir ses oluşturmak için falsetto kullandı.)
- The choir’s falsetto section was particularly impressive. (Koronun falsetto bölümü özellikle etkileyiciydi.)
- The singer’s falsetto was so high that it could shatter glass. (Şarkıcının falsettosu o kadar yüksekti ki camları kırabilirdi.)
- He had to warm up his voice before attempting the falsetto parts of the song. (Şarkının falsetto kısımlarını denemeden önce sesini ısıtmak zorundaydı.)
Türkçe Karşılıklar:
- O, koro kısmını falsetto ile söyledi.
- Onun falsetto sesi o kadar yüksekti ki neredeyse bir kadının sesine benziyordu.
- Şarkıcı, yüksek notalara ulaşmak için falsetto kullandı.
- Falsetto sıkça pop müzikte kullanılır.
- O, büyük bir falsetto aralığına sahipti.
- Şarkıda birçok falsetto gerekiyor.
- Onun falsettosu o kadar iyiydi ki, ana vokalleri söylemesi istendi.
- Şarkıcının falsettosu nefes kesici derecede güzeldi.
- O, en yüksek falsetto notalarına kolayca ulaşabilir.
- Şarkı tamamen falsetto ile söylendi.
- Falsetto, ses telleriniz üzerinde büyük bir kontrol gerektirir.
- O, doğal sesi ile falsetto arasında sorunsuzca geçiş yapabildi.
- Şarkıdaki falsetto beni her zaman ürpertir.
- O, inanılmaz falsetto aralığıyla tanınıyor.
- Şarkıcının falsettosu, şarkıya mistik bir özellik kattı.
- Falsetto, ustalaşması zor bir tekniktir.
- O, şarkıya özgün bir ses oluşturmak için falsetto kullandı.
- Koronun falsetto bölümü özellikle etkileyiciydi.
- Şarkıcının falsettosu o kadar yüksekti ki camları kırabilirdi.
- Şarkının falsetto kısımlarını denemeden önce sesini ısıtmak zorundaydı.
Hemen Yorum Yaz