Fade İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Fade İle İlgili Cümleler
Türkçe Anlamı: solmak, rengi solmak, kaybolmak
- The colors on my shirt have started to fade. (Gömleğimdeki renkler solmaya başladı.)
- The sun’s rays caused the curtains to fade. (Güneş ışınları perdelerin solmasına neden oldu.)
- The memory of that day is beginning to fade away. (O günün hatırası kaybolmaya başlıyor.)
- The old photographs have faded with time. (Eski fotoğraflar zamanla solmuş.)
- The singer’s voice fades as the song ends. (Şarkı bittiğinde şarkıcının sesi soluklaşıyor.)
- The sound of the waves gradually fades away. (Dalgaların sesi yavaşça kayboluyor.)
- The beautiful sunset slowly fades into darkness. (Güzel gün batımı yavaşça karanlığa kayboluyor.)
- The flowers in the garden will eventually fade. (Bahçedeki çiçekler sonunda solacaklar.)
- The memories of my childhood are beginning to fade. (Çocukluğumun anıları kaybolmaya başlıyor.)
- The colors of the painting have faded over time. (Tablonun renkleri zamanla solmuş.)
- The audience’s applause slowly fades as the show comes to an end. (Gösteri sona erdikçe seyircilerin alkışı yavaşça soluyor.)
- The love between them has started to fade away. (Aralarındaki aşk kaybolmaya başladı.)
- The ink on the paper has started to fade. (Kağıttaki mürekkep solmaya başladı.)
- The sun’s heat caused the sign to fade. (Güneşin sıcağı işareti solmaya neden oldu.)
- The memories of my grandparents have slowly faded over time. (Büyüklerimin anıları zamanla yavaşça solmuş.)
- The paint on the walls has faded due to the sun’s exposure. (Duvarlardaki boyalar güneşe maruz kaldığı için solmuş.)
- The joy of the holiday is fading as we prepare to go back to work. (Tatilin sevinci işe geri dönmeye hazırlanırken kayboluyor.)
- The strength of the wind is fading as the storm passes. (Fırtına geçtikçe rüzgarın gücü azalıyor.)
- The picture on the old postcard has faded with age. (Eski kartpostaldaki resim yaşla birlikte solmuş.)
- The happiness of childhood slowly fades as we grow older. (Büyüdükçe çocukluk mutluluğu yavaşça kaybolur.)
Türkçe Anlamı: azalmak, hafiflemek, zayıflamak
- The sound of the car engine gradually fades as it moves away. (Arabanın motor sesi yavaşça uzaklaştıkça azalıyor.)
- The pain in my leg is beginning to fade. (Bacağımdaki ağrı hafiflemeye başladı.)
- The music starts to fade out as the movie ends. (Film bittiğinde müzik yavaşça zayıflar.)
- The strength of the medicine will gradually fade over time. (İlacın gücü zamanla yavaşça azalacak.)
- The intensity of the sun’s rays is fading as the day goes on. (Gün ilerledikçe güneş ışınlarının şiddeti azalıyor.)
- The enthusiasm of the team is fading after their third loss in a row. (Takımın üçüncü kez üst üste kaybetmesinden sonra heyecanı azalıyor.)
- The smell of the food will gradually fade as it cools down. (Yiyeceğin kokusu soğudukça yavaşça azalacak.)
- The storm is starting to fade away, and the sky is clearing up. (Fırtına kaybolmaya başlıyor ve gökyüzü açılıyor.)
- The pain in my stomach is slowly fading as I take the medicine. (İlaç aldıkça karın ağrım yavaşça hafifliyor.)
- The excitement of the party is fading as it gets late. (Partinin heyecanı geç saatlerde azalıyor.)
- The intensity of the argument is fading as both sides calm down. (Tartışmanın şiddeti her iki taraf da sakinleştikçe azalıyor.)
- The light in the room is fading as the battery of the flashlight runs out. (Fenerin bataryası bittiğinde odadaki ışık azalıyor.)
- The effect of the coffee is starting to fade, and I feel tired again. (Kahvenin etkisi azalmaya başlıyor ve tekrar yorgun hissediyorum.)
- The laughter from the crowd slowly fades as the comedian finishes his set. (Komedyen performansını tamamladığında, kalabalıktan gelen kahkaha yavaşça azalıyor.)
- The colors of the sunset are fading as the sun disappears over the horizon. (Güneş ufkun ötesinde kayboldukça günbatımının renkleri kayboluyor.)
- The excitement of the game is fading as the score becomes more one-sided. (Skor tek taraflı hale geldikçe oyunun heyecanı azalıyor.)
- The effect of the painkiller is fading, and my headache is returning. (Ağrı kesicinin etkisi azalıyor ve baş ağrım geri dönüyor.)
- The flavor of the food is fading as it gets cold. (Yiyeceğin tadı soğudukça azalıyor.)
- The power of the wind turbine is fading as the wind slows down. (Rüzgarın hızı azaldıkça rüzgar türbininin gü
Hemen Yorum Yaz