Fade İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fade İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fade İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: solmak, rengi solmak, kaybolmak

  1. The colors on my shirt have started to fade. (Gömleğimdeki renkler solmaya başladı.)
  2. The sun’s rays caused the curtains to fade. (Güneş ışınları perdelerin solmasına neden oldu.)
  3. The memory of that day is beginning to fade away. (O günün hatırası kaybolmaya başlıyor.)
  4. The old photographs have faded with time. (Eski fotoğraflar zamanla solmuş.)
  5. The singer’s voice fades as the song ends. (Şarkı bittiğinde şarkıcının sesi soluklaşıyor.)
  6. The sound of the waves gradually fades away. (Dalgaların sesi yavaşça kayboluyor.)
  7. The beautiful sunset slowly fades into darkness. (Güzel gün batımı yavaşça karanlığa kayboluyor.)
  8. The flowers in the garden will eventually fade. (Bahçedeki çiçekler sonunda solacaklar.)
  9. The memories of my childhood are beginning to fade. (Çocukluğumun anıları kaybolmaya başlıyor.)
  10. The colors of the painting have faded over time. (Tablonun renkleri zamanla solmuş.)
  11. The audience’s applause slowly fades as the show comes to an end. (Gösteri sona erdikçe seyircilerin alkışı yavaşça soluyor.)
  12. The love between them has started to fade away. (Aralarındaki aşk kaybolmaya başladı.)
  13. The ink on the paper has started to fade. (Kağıttaki mürekkep solmaya başladı.)
  14. The sun’s heat caused the sign to fade. (Güneşin sıcağı işareti solmaya neden oldu.)
  15. The memories of my grandparents have slowly faded over time. (Büyüklerimin anıları zamanla yavaşça solmuş.)
  16. The paint on the walls has faded due to the sun’s exposure. (Duvarlardaki boyalar güneşe maruz kaldığı için solmuş.)
  17. The joy of the holiday is fading as we prepare to go back to work. (Tatilin sevinci işe geri dönmeye hazırlanırken kayboluyor.)
  18. The strength of the wind is fading as the storm passes. (Fırtına geçtikçe rüzgarın gücü azalıyor.)
  19. The picture on the old postcard has faded with age. (Eski kartpostaldaki resim yaşla birlikte solmuş.)
  20. The happiness of childhood slowly fades as we grow older. (Büyüdükçe çocukluk mutluluğu yavaşça kaybolur.)

Türkçe Anlamı: azalmak, hafiflemek, zayıflamak

  1. The sound of the car engine gradually fades as it moves away. (Arabanın motor sesi yavaşça uzaklaştıkça azalıyor.)
  2. The pain in my leg is beginning to fade. (Bacağımdaki ağrı hafiflemeye başladı.)
  3. The music starts to fade out as the movie ends. (Film bittiğinde müzik yavaşça zayıflar.)
  4. The strength of the medicine will gradually fade over time. (İlacın gücü zamanla yavaşça azalacak.)
  5. The intensity of the sun’s rays is fading as the day goes on. (Gün ilerledikçe güneş ışınlarının şiddeti azalıyor.)
  6. The enthusiasm of the team is fading after their third loss in a row. (Takımın üçüncü kez üst üste kaybetmesinden sonra heyecanı azalıyor.)
  7. The smell of the food will gradually fade as it cools down. (Yiyeceğin kokusu soğudukça yavaşça azalacak.)
  8. The storm is starting to fade away, and the sky is clearing up. (Fırtına kaybolmaya başlıyor ve gökyüzü açılıyor.)
  9. The pain in my stomach is slowly fading as I take the medicine. (İlaç aldıkça karın ağrım yavaşça hafifliyor.)
  10. The excitement of the party is fading as it gets late. (Partinin heyecanı geç saatlerde azalıyor.)
  11. The intensity of the argument is fading as both sides calm down. (Tartışmanın şiddeti her iki taraf da sakinleştikçe azalıyor.)
  12. The light in the room is fading as the battery of the flashlight runs out. (Fenerin bataryası bittiğinde odadaki ışık azalıyor.)
  13. The effect of the coffee is starting to fade, and I feel tired again. (Kahvenin etkisi azalmaya başlıyor ve tekrar yorgun hissediyorum.)
  14. The laughter from the crowd slowly fades as the comedian finishes his set. (Komedyen performansını tamamladığında, kalabalıktan gelen kahkaha yavaşça azalıyor.)
  15. The colors of the sunset are fading as the sun disappears over the horizon. (Güneş ufkun ötesinde kayboldukça günbatımının renkleri kayboluyor.)
  16. The excitement of the game is fading as the score becomes more one-sided. (Skor tek taraflı hale geldikçe oyunun heyecanı azalıyor.)
  17. The effect of the painkiller is fading, and my headache is returning. (Ağrı kesicinin etkisi azalıyor ve baş ağrım geri dönüyor.)
  18. The flavor of the food is fading as it gets cold. (Yiyeceğin tadı soğudukça azalıyor.)
  19. The power of the wind turbine is fading as the wind slows down. (Rüzgarın hızı azaldıkça rüzgar türbininin gü

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.