Factual İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Factual İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Factual ile İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Factual, gerçeklere dayanan veya gerçeklerle ilgili anlamına gelir. Aşağıda, factual kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle yer almaktadır:

  1. The news report was very factual and unbiased. (Haber raporu çok gerçekçi ve tarafsızdı.)
  2. She always presents factual evidence to support her argument. (Her zaman argümanını desteklemek için gerçek kanıtlar sunar.)
  3. Factual accuracy is essential in scientific research. (Bilimsel araştırmalarda gerçek doğruluğu önemlidir.)
  4. The witness provided a factual account of what she saw. (Tanık gördüklerine dair gerçek bir rapor verdi.)
  5. The movie is based on factual events from history. (Film tarihten gerçek olaylara dayanıyor.)
  6. The journalist was praised for her factual reporting. (Gazeteci gerçekçi haberleri nedeniyle övüldü.)
  7. The book is full of factual information about the topic. (Kitap konuyla ilgili gerçek bilgiyle dolu.)
  8. The debate was filled with factual errors. (Tartışma gerçek hatalarla doluydu.)
  9. Factual knowledge is essential in the field of science. (Bilim alanında gerçek bilgisi önemlidir.)
  10. The article contained factual inaccuracies that needed to be corrected. (Makale, düzeltilmesi gereken gerçek hatalar içeriyordu.)
  11. The lawyer presented a factual analysis of the case. (Avukat davayı gerçekçi bir şekilde analiz etti.)
  12. The documentary presented factual evidence to support its claims. (Belgesel iddialarını desteklemek için gerçek kanıtlar sundu.)
  13. The scientist emphasized the importance of factual research. (Bilim adamı gerçek araştırmanın önemini vurguladı.)
  14. The report was criticized for its lack of factual basis. (Rapor, gerçek temeli eksikliği nedeniyle eleştirildi.)
  15. The witness’s testimony was factual and to the point. (Tanığın ifadesi gerçekçi ve konuya odaklıydı.)
  16. The journalist was accused of factual distortion in her reporting. (Gazeteci haberlerinde gerçekçi çarpıtmalarla suçlandı.)
  17. The study was based on factual data collected over several years. (Çalışma birkaç yıl boyunca toplanan gerçek verilere dayanıyordu.)
  18. The professor emphasized the importance of factual accuracy in academic writing.
  1. The historian’s research was praised for its factual detail. (Tarihçinin araştırması gerçek detayları nedeniyle övüldü.)
  2. The newspaper article contained factual errors that needed to be corrected. (Gazete makalesi, düzeltilmesi gereken gerçek hatalar içeriyordu.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. Haber raporu çok gerçekçi ve tarafsızdı.
  2. Her zaman argümanını desteklemek için gerçek kanıtlar sunar.
  3. Bilimsel araştırmalarda gerçek doğruluğu önemlidir.
  4. Tanık gördüklerine dair gerçek bir rapor verdi.
  5. Film tarihten gerçek olaylara dayanıyor.
  6. Gazeteci gerçekçi haberleri nedeniyle övüldü.
  7. Kitap konuyla ilgili gerçek bilgiyle dolu.
  8. Tartışma gerçek hatalarla doluydu.
  9. Bilim alanında gerçek bilgisi önemlidir.
  10. Makale, düzeltilmesi gereken gerçek hatalar içeriyordu.
  11. Avukat davayı gerçekçi bir şekilde analiz etti.
  12. Belgesel iddialarını desteklemek için gerçek kanıtlar sundu.
  13. Bilim adamı gerçek araştırmanın önemini vurguladı.
  14. Rapor, gerçek temeli eksikliği nedeniyle eleştirildi.
  15. Tanığın ifadesi gerçekçi ve konuya odaklıydı.
  16. Gazeteci haberlerinde gerçekçi çarpıtmalarla suçlandı.
  17. Çalışma birkaç yıl boyunca toplanan gerçek verilere dayanıyordu.
  18. Profesör akademik yazıda gerçek doğruluğunun önemini vurguladı.
  19. Tarihçinin araştırması gerçek detayları nedeniyle övüldü.
  20. Gazete makalesi, düzeltilmesi gereken gerçek hatalar içeriyordu.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.