Facetiously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Facetiously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Facetious Kelimesinin Anlamı


Facetious, alaycı veya esprili bir şekilde konuşan ya da davranan kişiyi ifade eden bir sıfattır.

Örnek Cümleler:


1. My boss always makes facetious remarks during meetings. (Patronum her zaman toplantılarda alaycı açıklamalar yapıyor.)
2. Sarah couldn’t resist making a facetious comment about the presentation. (Sarah, sunum hakkında alaycı bir yorum yapmaktan kaçamadı.)
3. He made a facetious remark about her hair and she got angry. (Saçları hakkında alaycı bir yorum yaptı ve o sinirlendi.)
4. His facetious behavior during the interview didn’t impress the hiring manager. (Mülakat sırasındaki alaycı davranışı, işe alım müdürünü etkilemedi.)
5. We all laughed at his facetious response to the question. (Soruya verdiği alaycı yanıtıyla hepimiz güldük.)
6. The teacher’s facetious tone didn’t go over well with the students. (Öğretmenin alaycı tonu, öğrenciler tarafından iyi karşılanmadı.)
7. She was being facetious when she said she could speak five languages fluently. (Beş dilde akıcı şekilde konuşabildiğini söylediğinde alay ediyordu.)
8. His facetious comments often get him into trouble. (Alaycı yorumları genellikle onu sorunlara sokar.)
9. The politician’s facetious response to the question angered the press. (Soruya verdiği alaycı yanıt, basını öfkelendirdi.)
10. She made a facetious suggestion that we should all jump out the window. (Hepimizin pencereden atlamamız gerektiği alaycı bir öneride bulundu.)
11. He always responds to serious questions in a facetious manner. (Her zaman ciddi sorulara alaycı bir şekilde cevap verir.)
12. His facetious tone made it clear that he wasn’t taking the situation seriously. (Alaycı tonu, durumu ciddiye almadığını açıkça ortaya koydu.)
13. The comedian’s facetious remarks had the audience in stitches. (Komedyenin alaycı yorumları, izleyicileri kıkırdatıyordu.)
14. Her facetious behavior made it difficult for her to make friends. (Alaycı davranışları, arkadaş edinmesini zorlaştırdı.)
15. He made a facetious comment about the restaurant’s food and the waiter didn’t take kindly to it. (Restoranın yemeği hakkında alaycı bir yorum yaptı ve garson bunu hoş karşılamadı.)
16. The teacher’s facetious comments sometimes went over the students’ heads. (Öğretmenin alaycı yorumları bazen öğrencilerin anlamasının üzerindeydi.)
17. Her facetious response to the question revealed her lack of knowledge on the subject. (Soruya verdiği alaycı yanı

  1. He used a facetious tone to diffuse the tension in the room. (Oda içindeki gerilimi azaltmak için alaycı bir ton kullandı.)
  2. Her facetious sense of humor didn’t always land well with her coworkers. (Alaycı mizah anlayışı, iş arkadaşlarıyla her zaman iyi geçinmedi.)
  3. The politician’s facetious promises didn’t win over the voters. (Söz verirken kullandığı alaycı ton, seçmenlerin desteğini kazanamadı.)


1. Patronum her zaman toplantılarda alaycı açıklamalar yapıyor.
2. Sarah, sunum hakkında alaycı bir yorum yapmaktan kaçamadı.
3. Saçları hakkında alaycı bir yorum yaptı ve o sinirlendi.
4. Mülakat sırasındaki alaycı davranışı, işe alım müdürünü etkilemedi.
5. Soruya verdiği alaycı yanıtıyla hepimiz güldük.
6. Öğretmenin alaycı tonu, öğrenciler tarafından iyi karşılanmadı.
7. Beş dilde akıcı şekilde konuşabildiğini söylediğinde alay ediyordu.
8. Alaycı yorumları genellikle onu sorunlara sokar.
9. Soruya verdiği alaycı yanıt, basını öfkelendirdi.
10. Hepimizin pencereden atlamamız gerektiği alaycı bir öneride bulundu.
11. Her zaman ciddi sorulara alaycı bir şekilde cevap verir.
12. Alaycı tonu, durumu ciddiye almadığını açıkça ortaya koydu.
13. Komedyenin alaycı yorumları, izleyicileri kıkırdatıyordu.
14. Alaycı davranışları, arkadaş edinmesini zorlaştırdı.
15. Restoranın yemeği hakkında alaycı bir yorum yaptı ve garson bunu hoş karşılamadı.
16. Öğretmenin alaycı yorumları bazen öğrencilerin anlamasının üzerindeydi.
17. Soruya verdiği alaycı yanıt, konuyla ilgili bilgisizliğini ortaya koydu.
18. Oda içindeki gerilimi azaltmak için alaycı bir ton kullandı.
19. Alaycı mizah anlayışı, iş arkadaşlarıyla her zaman iyi geçinmedi.
20. Söz verirken kullandığı alaycı ton, seçmenlerin desteğini kazanamadı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.