Eye İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Eye İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Göz (Eye) İle İlgili Cümleler:

Göz, insan vücudunda ışık algılayan ve görme fonksiyonunu sağlayan organlardan biridir.

  1. I have brown eyes. (Benim kahverengi gözlerim var.)
  2. She blinked her eyes rapidly. (Gözlerini hızlıca kırpıştırdı.)
  3. He had a black eye after the fight. (Kavgadan sonra siyah gözü vardı.)
  4. The doctor examined her eyes with a bright light. (Doktor, gözlerini parlak bir ışıkla muayene etti.)
  5. She wore sunglasses to protect her eyes from the sun. (Gözlerini güneşten korumak için güneş gözlüğü taktı.)
  6. The baby’s eyes sparkled with joy. (Bebek gözleri sevinçle parladı.)
  7. He closed his eyes and took a deep breath. (Gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı.)
  8. She had a lazy eye that she needed to correct with glasses. (Düzeltmesi gereken tembel bir gözü vardı.)
  9. The artist’s eye for detail was evident in his paintings. (Sanatçının detaylara olan gözü, resimlerinde açıkça görüldü.)
  10. He looked her in the eye and told her the truth. (Gözlerine bakarak ona gerçeği söyledi.)
  11. The owl’s eyesight is very good in the dark. (Baykuşun gece görüşü çok iyidir.)
  12. She had tears in her eyes after watching the sad movie. (Üzücü filmi izledikten sonra gözyaşları gözlerinde birikti.)
  13. The doctor prescribed eye drops for her red eyes. (Doktor, kızarık gözleri için göz damlası reçete etti.)
  14. The photographer captured the beauty of the model’s eyes in the photo. (Fotoğrafçı, modelin gözlerinin güzelliğini fotoğrafta yakaladı.)
  15. The teacher kept a watchful eye on the students during the test. (Öğretmen, sınav sırasında öğrencilerin üzerinde dikkatli bir şekilde durdu.)
  16. The hiker had to squint his eyes to see through the bright sunlight. (Yürüyüşçü, parlak güneş ışığını görebilmek için gözlerini kıstı.)
  17. She rubbed her eyes when she woke up from a nap. (Uykudan uyandığında gözlerini ovuşturdu.)
  18. The detective had a keen eye for clues. (Dedektifin ipuçlarına karşı keskin bir gözü vardı.)
  19. He could not believe his eyes when he saw the surprise party. (Sürpriz partiyi görünce gözlerine inanamadı.)
  20. The athlete wore an eye patch after getting hit in the eye during the game. (Sporcu, oyunda gözüne darbe aldıktan sonra göz bandı taktı.)
  1. The artist used a magnifying glass to paint the intricate details of the eye. (Sanatçı, gözün ayrıntılı detaylarını resmetmek için bir büyüteç kullandı.)
  2. The scientist studied the eye’s anatomy and how it functions. (Bilim adamı, gözün anatomisini ve nasıl çalıştığını inceledi.)
  3. She had bags under her eyes from lack of sleep. (Uykusuzluktan dolayı gözlerinin altında torbalar vardı.)
  4. The optometrist prescribed new glasses to improve his vision. (Optometrist, görüşünü düzeltmek için yeni gözlük reçete etti.)
  5. The makeup artist accentuated her eyes with eyeliner and mascara. (Makyaj sanatçısı, gözlerini eyeliner ve maskara ile vurguladı.)
  6. The baby’s eyes widened in amazement when she saw the fireworks. (Bebeğin gözleri, havai fişekleri görünce şaşkınlıkla açıldı.)
  7. The surgeon performed eye surgery to correct the patient’s vision. (Cerrah, hastanın görüşünü düzeltmek için göz ameliyatı yaptı.)
  8. She had a twinkle in her eye as she talked about her new project. (Yeni projesinden bahsederken gözlerinde bir ışıltı vardı.)
  9. The horse had a wild look in its eyes as it galloped through the field. (At, tarlada koşarken gözlerinde vahşi bir görünüm vardı.)
  10. She applied a cold compress to her eyes to reduce the swelling. (Şişliği azaltmak için gözlerine soğuk kompres uyguladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.