Extraordinary İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Extraordinary
Extraordinary, “olağanüstü” anlamına gelir ve bir durumun veya olayın sıradanın dışında veya normalden farklı olduğunu ifade eder.
Örnek cümleler:
- The view from the mountaintop was extraordinary. (Dağın tepesinden manzara olağanüstüydü.)
- She has an extraordinary talent for painting. (Resim yapma konusunda olağanüstü bir yeteneği var.)
- The storm caused extraordinary damage to the city. (Fırtına şehre olağanüstü bir zarar verdi.)
- The singer gave an extraordinary performance. (Şarkıcı olağanüstü bir performans sergiledi.)
- The scientist made an extraordinary discovery. (Bilim adamı olağanüstü bir keşif yaptı.)
- The athlete had an extraordinary level of endurance. (Sporcu olağanüstü bir dayanıklılık seviyesine sahipti.)
- The party was an extraordinary success. (Parti olağanüstü bir başarıydı.)
- The building was an extraordinary piece of architecture. (Bina olağanüstü bir mimari eserdi.)
- The book was an extraordinary work of literature. (Kitap olağanüstü bir edebi eserdi.)
- The team’s comeback was extraordinary. (Takımın geri dönüşü olağanüstüydü.)
- The cake was extraordinary, with unique flavors and textures. (Kek olağanüstüydü, benzersiz tatlar ve dokularla.)
- The performance of the magician was extraordinary. (Sihirbazın performansı olağanüstüydü.)
- The sunset was extraordinary, with vibrant colors and a stunning sky. (Gün batımı olağanüstüydü, canlı renkler ve etkileyici bir gökyüzüyle.)
- The hotel’s amenities were extraordinary, with a pool, spa, and fitness center. (Otelin imkanları olağanüstüydü, bir havuz, spa ve fitness merkezi ile.)
- The food at the restaurant was extraordinary, with unique and flavorful dishes. (Restorandaki yemekler olağanüstüydü, benzersiz ve lezzetli yemeklerle.)
- The team’s performance was extraordinary, with flawless execution and teamwork. (Takımın performansı olağanüstüydü, hatasız yürütme ve takım çalışmasıyla.)
- The art exhibit was extraordinary, with stunning pieces from around the world. (Sanat sergisi olağanüstüydü, dünyanın dört bir yanından etkileyici eserlerle.)
- The technology was extraordinary, with innovative features and capabilities. (Teknoloji olağanüstüydü, yenilikçi özellikler ve yeteneklerle.)
- The movie was extraordinary, with an engaging story and amazing special effects. (Film olağanüstüydü, etkileyici bir hikaye ve muhteşem özel efektlerle.)
- The service at the hotel was extraordinary, with friendly and attentive staff. (Oteldeki hizmet olağanüstüydü, dostane ve özenli personelle.)
Türkçe karşılıklar:
- The view from the mountaintop was extraordinary. (Dağın tepesinden manzara olağanüstüydü.)
- Resim yapma konusunda olağanüstü bir yeteneği var.
- Fırtına şehre olağanüstü bir zarar verdi.
- Şarkıcı olağanüstü bir performans sergiledi.
- Bilim adamı olağanüstü bir keşif yaptı.
- Sporcu olağanüstü bir dayanıklılık seviyesine sahipti.
- Parti olağanüstü bir başarıydı.
- Bina olağanüstü bir mimari eserdi.
- Kitap olağanüstü bir edebi eserdi.
- Takımın geri dönüşü olağanüstüydü.
- Kek olağanüstüydü, benzersiz tatlar ve dokularla.
- Sihirbazın performansı olağanüstüydü.
- Gün batımı olağanüstüydü, canlı renkler ve etkileyici bir gökyüzüyle.
- Otelin imkanları olağanüstüydü, bir havuz, spa ve fitness merkezi ile.
- Restorandaki yemekler olağanüstüydü, benzersiz ve lezzetli yemeklerle.
- Takımın performansı olağanüstüydü, hatasız yürütme ve takım çalışmasıyla.
- Sanat sergisi olağanüstüydü, dünyanın dört bir yanından etkileyici eserlerle.
- Teknoloji olağanüstüydü, yenilikçi özellikler ve yeteneklerle.
- Film olağanüstüydü, etkileyici bir hikaye ve muhteşem özel efektlerle.
- Oteldeki hizmet olağanüstüydü, dostane ve özenli personelle.
Hemen Yorum Yaz