Extortionate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Extortionate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Extortionate Nedir?

Extortionate kelimesi, aşırı yüksek, haksız fiyat veya talep anlamına gelir.

Örnek cümleler:

1. The price of the new iPhone is extortionate. (Yeni iPhone’un fiyatı aşırı yüksek.)
2. They demanded an extortionate amount of money for the repair. (Tamir için haksız bir fiyat talep ettiler.)
3. The hotel charges an extortionate fee for parking. (Otel, park için haksız bir ücret alıyor.)
4. The cost of healthcare in the United States is extortionate. (Amerika Birleşik Devletleri’nde sağlık hizmetleri aşırı yüksek maliyetlidir.)
5. He was accused of extortionate practices in his business dealings. (İş görüşmelerinde haksız uygulamalarla suçlandı.)
6. The rent for the apartment was extortionate. (Dairenin kirası aşırı yüksekti.)
7. They charged us an extortionate amount for a bottle of water. (Bir şişe su için bize haksız bir fiyat ödedirdiler.)
8. The prices at the amusement park were extortionate. (Eğlence parkındaki fiyatlar aşırı yüksekti.)
9. She refused to pay the extortionate fee for the concert tickets. (Konsert biletleri için haksız bir fiyat ödemeyi reddetti.)
10. The taxi driver charged us an extortionate fare. (Taksi şoförü bize haksız bir ücret talep etti.)
11. The restaurant was charging extortionate prices for the food. (Restoran, yemekler için aşırı yüksek fiyatlar talep ediyordu.)
12. The landlord tried to charge us an extortionate amount for the utilities. (Ev sahibi, fatura ödemeleri için haksız bir ücret talep etti.)
13. The airline charged extortionate fees for changing the flight. (Hava yolu, uçuş değişiklikleri için aşırı yüksek ücretler talep etti.)
14. The insurance company’s premium rates were extortionate. (Sigorta şirketinin prim ücretleri aşırı yüksekti.)
15. The government was accused of charging extortionate taxes. (Hükümet, haksız vergiler talep etmekle suçlandı.)
16. The gym was charging extortionate membership fees. (Spor salonu, üyelik ücretleri için aşırı yüksek fiyatlar talep ediyordu.)
17. The resort charged extortionate prices for the spa services. (Tatil köyü, spa hizmetleri için haksız fiyatlar talep etti.)
18. The car dealership charged extortionate prices for the add-ons. (Araba bayisi, ekstra özellikler için aşırı yüksek fiyatlar talep etti.)
19. The mobile service provider charged an extortionate amount for data usage. (Mobil servis sağlayıcısı, veri kullanımı için haksız bir ücret talep etti.)
20. The restaurant’s corkage fee was extortionate. (Restoranın kırlangıç ücreti haksız yük

21. The contractor charged an extortionate price for the home renovation project. (Müteahhit, ev yenileme projesi için aşırı yüksek bir fiyat talep etti.)
22. The ticket prices for the concert were extortionate, but we still bought them. (Konsert biletleri haksız yüksek fiyatlıydı, ama yine de satın aldık.)
23. The company was criticized for its extortionate shipping fees. (Şirket, haksız yüksek kargo ücretleri nedeniyle eleştirildi.)
24. She was shocked by the extortionate cost of the wedding venue. (Düğün mekanının haksız yüksek fiyatından şok oldu.)
25. The online store’s prices were extortionate compared to its competitors. (Çevrimiçi mağazanın fiyatları, rakiplerine göre haksız yüksekti.)
26. The school was accused of charging extortionate tuition fees. (Okul, öğrenim ücretleri için haksız yüksek fiyatlar talep etmekle suçlandı.)
27. The mechanic charged an extortionate price for the car repair. (Tamirci, araba tamiri için haksız bir fiyat talep etti.)
28. The resort charged an extortionate fee for the use of the pool. (Tatil köyü, havuz kullanımı için haksız bir ücret talep etti.)
29. The landlord raised the rent to an extortionate amount. (Ev sahibi, kirasını haksız yüksek bir miktara yükseltti.)
30. The bank was accused of charging extortionate interest rates on loans. (Banka, kredi faizleri için haksız yüksek oranlar talep etmekle suçlandı.)