Expedite İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Expedite İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Expedite Nedir?

Expedite, hızlandırmak, çabuklaştırmak anlamlarına gelen bir fiildir. İşleri hızlandırmak veya daha çabuk sonuç almak için kullanılan bir kelime olarak da geçer.

Örnek Cümleler:

1. We need to expedite the process if we want to meet the deadline. (Süreyi yetiştirmek istiyorsak işlemleri hızlandırmamız gerekiyor.)
2. The company decided to expedite the delivery of the products. (Şirket, ürünlerin teslimatını hızlandırmaya karar verdi.)
3. Please expedite the payment if possible. (Mümkünse ödemeyi hızlandırır mısın?)
4. The doctor said he would expedite the test results. (Doktor, test sonuçlarını hızlandıracağını söyledi.)
5. The manager expedited the hiring process to fill the position quickly. (Yönetici, pozisyonu hızlıca doldurmak için işe alım sürecini hızlandırdı.)
6. The police department is trying to expedite the investigation. (Polis departmanı soruşturmayı hızlandırmaya çalışıyor.)
7. The airline company is trying to expedite the boarding process. (Havayolu şirketi, uçağa biniş sürecini hızlandırmaya çalışıyor.)
8. The government has expedited the process for obtaining visas. (Hükümet, vize alım sürecini hızlandırdı.)
9. I need to expedite my packing so I can catch the train. (Trene yetişebilmek için eşyalarımı hızlandırmam gerekiyor.)
10. The customer service representative promised to expedite the resolution of the issue. (Müşteri hizmetleri temsilcisi, sorunun çözümünü hızlandırmayı vaat etti.)
11. The contractor expedited the construction project to meet the deadline. (Mütahhit, süreyi yetiştirmek için inşaat projesini hızlandırdı.)
12. The chef expedited the preparation of the meal when she saw the customer was in a hurry. (Şef, müşterinin acelesi olduğunu görünce yemeğin hazırlanışını hızlandırdı.)
13. The company expedited the shipping process to get the products to the customers faster. (Şirket, müşterilere ürünleri daha hızlı ulaştırmak için nakliye sürecini hızlandırdı.)
14. The professor expedited the grading of the papers so the students could get their grades before the end of the semester. (Profesör, öğrencilerin dönem sonuna kadar notlarını alabilmeleri için kağıtların derecelendirilmesini hızlandırdı.)
15. The IT department expedited the installation of the new software. (IT departmanı, yeni yazılımın kurulumunu hızlandırdı.)
16. The construction crew expedited the repair of the road after the storm. (İnşaat

ekibi, fırtınadan sonra yolun tamirini hızlandırdı.)
17. The manager expedited the approval process for the project proposal. (Yönetici, proje önerisinin onay sürecini hızlandırdı.)

18. The government expedited the distribution of emergency aid to the affected areas. (Hükümet, etkilenen bölgelere acil yardım dağıtımını hızlandırdı.)
19. The hospital expedited the transfer of the patient to the intensive care unit. (Hastane, hastanın yoğun bakım ünitesine transferini hızlandırdı.)
20. The court expedited the hearing to resolve the case quickly. (Mahkeme, davayı hızlıca çözmek için duruşmayı hızlandırdı.)

(Türkçe karşılıklar kalın ve siyah yazılmıştır.)