Erudition İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Erudition İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Erudition

Erudition, bilgili ve kültürlü olma durumunu ifade eden bir kelime olarak tanımlanabilir.

Örnek cümleler:

  1. She impressed the entire audience with her erudition on the topic.
    (Topik hakkındaki bilgisiyle tüm seyircileri etkiledi.)

  2. His erudition in history was unmatched by anyone in the department.
    (Tarihteki bilgisi, departmandaki herkesten üstündü.)

  3. The author’s erudition was evident in the extensive bibliography at the end of the book.
    (Yazarın bilgisi, kitabın sonundaki geniş bibliyografyada açıkça görülüyordu.)

  4. His erudition was not limited to academic fields, but also extended to art and literature.
    (Bilgisi, sadece akademik alanlarla sınırlı değildi, aynı zamanda sanat ve edebiyata da yayılıyordu.)

  5. The erudition of the professor was appreciated by his students.
    (Profesörün bilgisi, öğrencileri tarafından takdir edildi.)

  6. The erudition of the speaker was evident in his eloquent speech.
    (Konuşmacının bilgisi, etkileyici konuşmasında açıkça görüldü.)

  7. He had an erudition in ancient languages that was rare among scholars.
    (Onun antik dillerdeki bilgisi, akademisyenler arasında nadirdi.)

  8. Her erudition was reflected in her extensive library and collection of rare books.
    (Onun bilgisi, geniş kütüphanesi ve nadir kitap koleksiyonunda yansıtılıyordu.)

  9. The erudition of the historian was instrumental in unraveling the mysteries of the ancient civilization.
    (Tarihçinin bilgisi, antik medeniyetlerin sırlarını çözmekte önemli bir rol oynadı.)

  10. The erudition of the lawyer helped him win the case.
    (Avukatın bilgisi, davayı kazanmasına yardımcı oldu.)

  11. His erudition was not limited to one subject, but extended to various fields.
    (Bilgisi, tek bir konuyla sınırlı değildi, çeşitli alanlara yayılıyordu.)

  12. The erudition of the scientist was evident in his groundbreaking research.
    (Bilim adamının bilgisi, çığır açan araştırmasında açıkça görülüyordu.)

  13. Her erudition was admired by her colleagues and peers.
    (Onun bilgisi, meslektaşları ve akranları tarafından hayranlıkla karşılandı.)

  14. The erudition of the philosopher was reflected in his profound and insightful ideas.
    (Felsefecinin bilgisi, derin ve anlamlı fikirlerinde yansıtıldı.)

  15. The erudition of the musician was evident in his extensive knowledge of various musical genres.
    (Müzisyenin bilgisi, çeşitli müzik türlerine dair geniş bilgisiyle açıkça görülüyordu.)

  16. His erudition was a result of his lifelong love for learning and reading.
    (Bilgisi,

tüm yaşamı boyunca öğrenme ve okuma sevgisinin bir sonucuydu.)

  1. The erudition of the archaeologist was evident in the artifacts he discovered and analyzed.
    (Arkeoloğun bilgisi, keşfettiği ve analiz ettiği eserlerde açıkça görüldü.)

  2. The erudition of the poet was reflected in his masterful use of language and literary devices.
    (Şairin bilgisi, dil ve edebi araçlar konusundaki ustalıklı kullanımında yansıtıldı.)

  3. Her erudition and expertise in the field earned her the respect and admiration of her colleagues.
    (Onun bilgisi ve alandaki uzmanlığı, meslektaşları tarafından saygı ve hayranlıkla karşılandı.)

  4. The erudition of the scholar was evident in the numerous publications and articles she had written on the subject.
    (Akademisyenin bilgisi, konuyla ilgili yazdığı sayısız yayın ve makalede açıkça görülüyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.