Equidistant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Equidistant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Equidistant

Equidistant, iki veya daha fazla noktaya eşit uzaklıkta olan şeyleri ifade etmek için kullanılan bir kelime olarak tanımlanabilir.

  1. The three points are equidistant from each other. (Üç nokta birbirinden eşit uzaklıktadır.)
  2. The equator is an equidistant line that circles the Earth. (Ekvator, Dünya’yı çevreleyen eşit uzaklıktaki bir çizgidir.)
  3. The four corners of a square are equidistant from each other. (Kare şeklinin dört köşesi birbirine eşit uzaklıktadır.)
  4. The distance between the two buildings is equidistant from both train stations. (İki binanın arasındaki mesafe, her iki tren istasyonundan da eşit uzaklıktadır.)
  5. The equidistant location between our houses is the park. (Evlerimiz arasındaki eşit uzaklık noktası parktır.)
  6. The equidistant points on a line create a midpoint. (Bir çizgideki eşit uzaklık noktaları bir orta nokta oluşturur.)
  7. The equidistant placement of the chairs ensured everyone had an equal view of the stage. (Sandalyelerin eşit aralıklarla yerleştirilmesi, herkesin sahneyi eşit şekilde görmesini sağladı.)
  8. The equidistant distribution of the food ensured that everyone got an equal share. (Yiyeceklerin eşit uzaklıkta dağılımı, herkesin eşit pay aldığından emin oldu.)
  9. The equidistant spacing of the trees created a beautiful symmetrical pattern. (Ağaçların eşit uzaklıkta yerleştirilmesi, güzel bir simetrik desen oluşturdu.)
  10. The equidistant positioning of the mirrors created an illusion of infinite reflections. (Aynaların eşit aralıklarla yerleştirilmesi, sonsuz yansımaların bir illüzyonunu oluşturdu.)
  11. The equidistant timing of the fireworks ensured that they exploded simultaneously. (Havai fişeklerin eşit aralıklarla patlatılması, aynı anda patlamalarını sağladı.)
  12. The equidistant spacing of the traffic cones directed cars to stay in their lanes. (Trafik konilerinin eşit aralıklarla yerleştirilmesi, araçların şeritlerinde kalmalarını yönlendirdi.)
  13. The equidistant placement of the speakers ensured that the sound was evenly distributed throughout the room. (Hoparlörlerin eşit aralıklarla yerleştirilmesi, sesin odanın her yerine eşit şekilde dağılmasını sağladı.)
  14. The equidistant arrangement of the chessboard made it easier for the players to strategize. (Satranç tahtasının eşit uzaklıkta yerleştirilmesi, oyuncuların strateji geliştirmesini kolaylaştırdı.)
  15. The equidistant location of the hotel made

it convenient for guests to access all the local attractions. (Otelin eşit uzaklıkta konumlanması, konukların tüm yerel cazibe merkezlerine erişimini kolaylaştırdı.)
16. The equidistant spacing of the solar panels maximized their energy absorption. (Güneş panellerinin eşit aralıklarla yerleştirilmesi, enerji emilimini maksimize etti.)

  1. The equidistant distribution of the seats in the theater ensured a fair view for all audience members. (Tiyatroda koltukların eşit aralıklarla dağıtılması, tüm seyircilerin adil bir görüş açısı elde etmesini sağladı.)
  2. The equidistant measurement of the dimensions ensured the accuracy of the model. (Boyutların eşit uzaklıkla ölçülmesi, modelin doğruluğunu sağladı.)
  3. The equidistant spacing of the poles created a straight fence line. (Direklerin eşit aralıklarla yerleştirilmesi, düz bir çit hattı oluşturdu.)
  4. The equidistant location of the fire extinguishers ensured quick access in case of an emergency. (Yangın söndürücülerinin eşit uzaklıkta konumlandırılması, bir acil durumda hızlı erişimi sağladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.