Equalize İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Equalize İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Equalize (Eşitlemek)

Equalize kelimesi, bir şeyi dengelemek, eşitlemek veya uyumlu hale getirmek anlamına gelir.

  1. The government is working to equalize access to education in all regions. (Hükümet, tüm bölgelerde eğitime erişimi eşitlemek için çalışıyor.)
  2. The sound engineer needs to equalize the volume of the different instruments. (Ses mühendisi, farklı enstrümanların ses seviyelerini eşitlemelidir.)
  3. She tried to equalize the distribution of chores among her children. (O, çocukları arasındaki iş dağılımını eşitlemeye çalıştı.)
  4. The company aims to equalize pay rates for employees in all departments. (Şirket, tüm departmanlardaki çalışanlar için ücretleri eşitlemeyi hedefliyor.)
  5. The coach is working to equalize the team’s playing ability. (Antrenör, takımın oyun yeteneğini eşitlemek için çalışıyor.)
  6. The goal of the policy is to equalize opportunities for all citizens. (Politikanın hedefi, tüm vatandaşlar için fırsatları eşitlemektir.)
  7. She added sugar to equalize the bitterness of the coffee. (O, kahvenin acılığını eşitlemek için şeker ekledi.)
  8. The company is trying to equalize the workload among its employees. (Şirket, çalışanları arasındaki iş yükünü eşitlemeye çalışıyor.)
  9. The team is trying to equalize the score before the end of the game. (Takım, maçın sonuna kadar skoru eşitlemeye çalışıyor.)
  10. The school is trying to equalize the resources available to different classes. (Okul, farklı sınıflar için mevcut kaynakları eşitlemeye çalışıyor.)
  11. The government is working to equalize healthcare services across the country. (Hükümet, ülke genelinde sağlık hizmetlerini eşitlemek için çalışıyor.)
  12. He adjusted the settings to equalize the brightness of the screen. (O, ekranın parlaklığını eşitlemek için ayarları değiştirdi.)
  13. The company is trying to equalize the distribution of benefits among its employees. (Şirket, çalışanları arasındaki faydaların dağılımını eşitlemeye çalışıyor.)
  14. The coach is trying to equalize the playing time for all team members. (Antrenör, tüm takım üyeleri için oynama süresini eşitlemeye çalışıyor.)
  15. The goal is to equalize the quality of education in all schools. (Hedef, tüm okullardaki eğitim kalitesini eşitlemektir.)
  16. The government is trying to equalize the distribution of wealth in the country. (Hükümet, ülkedeki servet dağılımını eşitlemeye çalışıyor.)
  17. She adjusted the temperature to equalize the heat in the room. (O, odadaki sıcaklığı eşitlemek için sıcaklığı ayarlad
  1. The team made a comeback to equalize the score in the second half of the game. (Takım, oyunun ikinci yarısında skoru eşitlemek için geri dönüş yaptı.)
  2. The company is trying to equalize the promotion opportunities for all employees. (Şirket, tüm çalışanlar için terfi fırsatlarını eşitlemeye çalışıyor.)
  3. The government is working to equalize the distribution of resources among different regions of the country. (Hükümet, ülkenin farklı bölgeleri arasındaki kaynakların dağılımını eşitlemek için çalışıyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.