Epicenter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Epicenter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Epicenter

Epicenter kelimesi Türkçede de aynı şekilde kullanılan “episantr” kelimesinin İngilizce karşılığıdır. Deprem biliminde, depremin merkez üssüne verilen isimdir.

1. The epicenter of the earthquake was located near the city center. (Depremin merkez üssü şehir merkezine yakın bir yerdeydi.)
2. The earthquake’s epicenter was in the middle of the ocean. (Depremin merkez üssü, okyanusun ortasındaydı.)
3. The epicenter of the pandemic was Wuhan, China. (Pandeminin merkez üssü Çin’in Wuhan şehriydi.)
4. The earthquake’s epicenter was so strong that it caused widespread destruction. (Depremin merkez üssü o kadar güçlüydü ki geniş çaplı yıkıma neden oldu.)
5. The epicenter of the explosion was the factory in the industrial area. (Patlamanın merkez üssü, endüstriyel bölgedeki fabrikaydı.)
6. The earthquake’s epicenter was located in a remote area, making it difficult to reach. (Depremin merkez üssü, ulaşımı zor olan bir bölgede bulunuyordu.)
7. The epicenter of the hurricane was predicted to hit the coastal city. (Kasırga merkez üssü, kıyı şehrine isabet etmesi bekleniyordu.)
8. The earthquake’s epicenter was felt by people hundreds of miles away. (Depremin merkez üssü, yüzlerce mil uzaklıktaki insanlar tarafından hissedildi.)
9. The epicenter of the protest was the government building in the capital city. (Protestonun merkez üssü, başkentteki hükümet binasıydı.)
10. The earthquake’s epicenter was located in a region with a history of seismic activity. (Depremin merkez üssü, sismik aktivitenin tarihçesi olan bir bölgede bulunuyordu.)
11. The epicenter of the explosion caused a massive fire in the surrounding area. (Patlamanın merkez üssü, çevredeki alanda büyük bir yangına neden oldu.)
12. The earthquake’s epicenter was determined by seismologists using advanced technology. (Depremin merkez üssü, ileri teknoloji kullanarak sismologlar tarafından belirlendi.)
13. The epicenter of the volcanic eruption was the mountain in the center of the island. (Volkanik patlamanın merkez üssü, adanın ortasındaki dağdı.)
14. The earthquake’s epicenter caused significant damage to buildings and infrastructure. (Depremin merkez üssü, binalar ve altyapıya önemli ölçüde zarar verdi.)
15. The epicenter of the protest was surrounded by police and security forces. (Protestonun merkez üssü, polis ve güvenlik güçleri tarafından kuşatıldı.)
16. The earthquake’s epicenter was recorded by multiple monitoring stations around the world. (Depremin merkez üss

ü, dünya genelindeki birden fazla izleme istasyonu tarafından kaydedildi.)
17. The epicenter of the tornado was in a rural area, but it still caused significant damage. (Tornadonun merkez üssü, kırsal bir alandaydı, ancak hala önemli zararlara neden oldu.)

18. The earthquake’s epicenter was followed by several aftershocks in the days that followed. (Depremin merkez üssü, takip eden günlerde birkaç artçı şokla birlikte geldi.)
19. The epicenter of the terrorist attack was a crowded market in the city center. (Terör saldırısının merkez üssü, şehir merkezindeki kalabalık bir pazardı.)
20. The earthquake’s epicenter was so powerful that it triggered a tsunami in the nearby ocean. (Depremin merkez üssü o kadar güçlüydü ki yakındaki okyanusta bir tsunami tetikledi.)