Entwine İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Entwine İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Entwine (Örülmüş olmak, sarılmış olmak)

Entwine kelimesi, iki veya daha fazla nesnenin birbirine sarılması veya örülmesini ifade eder. İşte bu kelime ile kullanabileceğiniz örnek cümleler:

  1. I entwine my fingers with yours. (Parmaklarım seninkilerle sarılırım.)
  2. The vines entwine around the tree trunk. (Asma dalları ağaç gövdesine sarılır.)
  3. The dancers entwine their arms as they move. (Dansçılar hareket ettikçe kollarını örerler.)
  4. The storylines of the two movies entwine in the end. (İki filmin hikayeleri sonunda örülmüştür.)
  5. The two rivers entwine before they flow into the sea. (İki nehir denize akmadan önce birbirine dolanır.)
  6. She entwined a ribbon into her hair. (Saçlarına bir kurdele ördü.)
  7. The ivy entwines itself around the fence. (Sarmaşık çit etrafında sarılır.)
  8. Their lives entwine in unexpected ways. (Hayatları beklenmedik şekillerde birbirine örülür.)
  9. The branches of the trees entwine to form a natural archway. (Ağaçların dalları doğal bir kemer oluşturmak için örülür.)
  10. The two melodies entwine to create a beautiful harmony. (İki melodi güzel bir uyum oluşturmak için birleşir.)
  11. She entwined her arms around his neck. (Boynuna kollarını doladı.)
  12. The two companies entwine their efforts to create a new product. (İki firma yeni bir ürün oluşturmak için çabalarını birleştirir.)
  13. The vines entwine to form a natural canopy. (Asma dalları doğal bir gölgelik oluşturmak için örülür.)
  14. Their destinies entwine in a tragic way. (Kaderleri trajik bir şekilde birbirine örülür.)
  15. The paths of the two characters entwine in unexpected ways. (İki karakterin yolları beklenmedik şekillerde birleşir.)
  16. The two threads entwine to create a strong rope. (İki ip güçlü bir halat oluşturmak için birleşir.)
  17. She entwined her legs around the pole. (Sütunun etrafına bacaklarını doladı.)
  18. The two cultures entwine to create a unique fusion. (İki kültür benzersiz bir füzyon oluşturmak için birleşir.)
  19. The flowers entwine to form a beautiful wreath. (Çiçekler güzel bir çelenk oluşturmak için örülür.)
  20. The two themes of the book entwine to create a complex narrative. (Kitabın iki teması karmaşık bir hikaye oluşturmak için birleşir.)
  1. She entwined her fingers in her hair, lost in thought. (Düşüncelere dalmış, parmaklarını saçlarında ördü.)
  2. The two fabrics entwine in a beautiful pattern. (İki kumaş güzel bir desen oluşturmak için birleşir.)
  3. The lovers entwine in a passionate embrace. (Aşıklar tutkulu bir kucaklaşma içinde birbirine sarılır.)
  4. The vines entwine around the lattice fence, creating a natural barrier. (Asma dalları çit etrafında örülerek doğal bir engel oluşturur.)
  5. The two roads entwine, leading to the same destination. (İki yol birleşerek aynı hedefe götürür.)
  6. The stories of the two families entwine in a complicated web of secrets. (İki ailenin hikayeleri sırlarla dolu karmaşık bir ağda birleşir.)
  7. She entwined her arms around her knees, hugging them tightly. (Dizlerine sarılarak kollarını sıkıca ördü.)
  8. The two vines entwine around each other, creating a natural sculpture. (İki asma dalı birbirine sarılarak doğal bir heykel oluşturur.)
  9. The two musicians entwine their melodies, creating a beautiful duet. (İki müzisyen melodi birleştirerek güzel bir düet oluşturur.)
  10. The two languages entwine in a bilingual community, enriching each other. (İki dil birbirine örülerek iki dillilik topluluğu oluşturur, birbirlerini zenginleştirirler.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.