Entrenched İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Entrenched İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Entrenched Nedir?

Entrenched, “çok köklü veya sağlam bir şekilde yerleşmiş” anlamına gelen bir sıfattır.

Örnek Cümleler:

  1. The corrupt officials have become so entrenched in the system that it’s hard to root them out. (Yolsuz memurlar, sisteme o kadar sağlam yerleşmişler ki, onları kökten sökmenin zor olduğu.)
  2. The company’s culture of innovation is deeply entrenched. (Şirketin yenilik kültürü çok sağlam yerleşmiş.)
  3. The tradition of afternoon tea is deeply entrenched in British culture. (Akşam çayı geleneği İngiliz kültüründe çok köklüdür.)
  4. The belief that success comes from hard work is entrenched in our society. (Başarının çalışma ile geldiği inancı toplumumuzda kökleşmiştir.)
  5. The political parties are so entrenched in their ideologies that compromise seems impossible. (Politik partiler, ideolojilerinde o kadar sağlam yerleşmişler ki, uzlaşma imkansız görünüyor.)
  6. The company’s market dominance is entrenched and it will be difficult for competitors to catch up. (Şirketin piyasa hakimiyeti kökleşmiştir ve rakiplerinin yetişmesi zor olacak.)
  7. The idea of democracy has become entrenched in many societies. (Demokrasi fikri birçok toplumda kökleşmiştir.)
  8. The caste system in India is deeply entrenched, despite efforts to abolish it. (Hindistan’daki kast sistemi, kaldırmaya yönelik çabalara rağmen çok köklüdür.)
  9. The belief that men should be the breadwinners is still deeply entrenched in many cultures. (Erkeklerin evin geçimini sağlaması gerektiği inancı, birçok kültürde hala köklüdür.)
  10. The company’s policies are so entrenched that it will take a lot of effort to change them. (Şirketin politikaları o kadar sağlam yerleşmiş ki, bunları değiştirmek için çok çaba gerekecek.)
  11. The idea of a nuclear family is deeply entrenched in Western societies. (Nükleer ailenin fikri, Batı toplumlarında çok köklüdür.)
  12. The military has become deeply entrenched in the country’s politics. (Askeri, ülkenin siyasetine çok sağlam yerleşmiştir.)
  13. The idea that success equals material wealth is entrenched in our culture. (Başarının, maddi

zenginlikle eşit olduğu fikri kültürümüzde köklüdür.)
14. The habit of smoking is deeply entrenched in many societies. (Sigara içme alışkanlığı, birçok toplumda kökleşmiştir.)

  1. The system of seniority is deeply entrenched in many organizations. (Kıdem sistemi, birçok kuruluşta çok köklüdür.)
  2. The idea that women should stay at home and take care of the children is still entrenched in many cultures. (Kadınların evde kalmaları ve çocuklara bakmaları gerektiği fikri, birçok kültürde hala köklüdür.)
  3. The belief that education is the key to success is entrenched in many societies. (Eğitimin başarının anahtarı olduğuna inanç, birçok toplumda köklüdür.)
  4. The idea of a meritocracy is deeply entrenched in Western societies. (Liyakat esasına dayalı toplum fikri, Batı toplumlarında çok köklüdür.)
  5. The caste system in Nepal is deeply entrenched and affects many aspects of people’s lives. (Nepal’deki kast sistemi çok köklüdür ve insanların birçok yönünü etkiler.)
  6. The political polarization in the country is so entrenched that it’s difficult to have a civil discussion about issues. (Ülkedeki siyasi kutuplaşma o kadar köklü ki, konular hakkında sivil bir tartışma yapmak zordur.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.