Enough İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Enough İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Enough İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Enough Türkçe anlamı olarak “yeterli” veya “yeterince” olarak tanımlanabilir. İngilizce cümlelerde genellikle bir şeyin yeterli veya yeterince olduğunu belirtmek için kullanılır.

• 1. I have enough money to buy a new phone. (Yeni bir telefon satın almak için yeterli para var.)
• 2. We don’t have enough time to finish the project. (Proje bitirmek için yeterli zamanımız yok.)
• 3. She has enough experience to get the job. (İşi almak için yeterli deneyime sahip.)
• 4. The soup is not enough spicy for me. (Çorba benim için yeterince baharatlı değil.)
• 5. The shirt is not big enough for me. (Gömlek benim için yeterince büyük değil.)
• 6. She didn’t study enough for the exam. (Sınav için yeterince çalışmadı.)
• 7. I can’t run fast enough to catch the bus. (Autobüsü yakalamak için yeterince hızlı koşamıyorum.)
• 8. The cake is not sweet enough for my taste. (Pasta benim tadıma göre yeterince tatlı değil.)
• 9. He’s old enough to drive a car. (Araba kullanacak kadar yaşlı.)
• 10. The car is big enough to fit all our luggage. (Tüm bagajımızı sığdırmak için yeterince büyük araba.)
• 11. The room is dark enough for a good night’s sleep. (İyi bir uyku için yeterince karanlık oda.)
• 12. She’s pretty enough to be a model. (Bir model olmak için yeterince güzel.)
• 13. I don’t have enough information to make a decision. (Karar vermek için yeterli bilgiye sahip değilim.)
• 14. He didn’t speak loud enough for us to hear him. (Onu duyabilmemiz için yeterince yüksek konuşmadı.15. The water is not hot enough to make tea. (Çay yapmak için yeterince sıcak su yok.)
• 16. She’s not tall enough to reach the top shelf. (Üst rafta ulaşmak için yeterince uzun değil.)
• 17. The party was fun enough for me. (Benim için yeterince eğlenceli bir parti oldu.)
• 18. The movie wasn’t scary enough for me. (Benim için yeterince korkunç bir film değildi.)
• 19. The instructions were clear enough for me to follow. (Takip etmek için benim için yeterince açıktı.)
• 20. I’m patient enough to wait for the right opportunity. (Doğru fırsatı beklemek için yeterince sabırlıyım.)