Endlessly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Endlessly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Endlessly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Endlessly, Türkçe karşılığı “sonsuz bir şekilde” olan bir sıfatdır. Bu kelime sıklıkla, sürekli, aralıksız ve kesintisiz anlamlarında kullanılır.

  1. She was staring endlessly into the distance. (O sonsuz bir şekilde uzaklara bakıyordu.)
  2. The rain poured down endlessly. (Yağmur sonsuz bir şekilde yağıyordu.)
  3. They searched endlessly for the missing hiker. (Kayıp yürüyüşçüyü sonsuz bir şekilde aradılar.)
  4. The music played endlessly throughout the night. (Müzik gece boyunca sonsuz bir şekilde çalındı.)
  5. He talked endlessly about his new job. (Yeni işi hakkında sonsuz bir şekilde konuştu.)
  6. The line for the ride seemed to go on endlessly. (Rota için sıra sonsuz gibi görünüyordu.)
  7. The waves crashed onto the shore endlessly. (Dalgalar sonsuz bir şekilde kıyıya vurdu.)
  8. She walked endlessly through the streets, trying to clear her head. (Kafasını toplamaya çalışarak, sokaklarda sonsuz bir şekilde yürüdü.)
  9. The desert seemed to stretch on endlessly. (Çöl sonsuz gibi uzanıyormuş gibi görünüyordu.)
  10. He scrolled through social media endlessly, wasting time. (Vaktini harcayarak, sosyal medyada sonsuz bir şekilde kaydırdı.)
  11. The traffic jam seemed to last endlessly. (Trafik sıkışıklığı sonsuz gibi sürdü.)
  12. The little girl spun around in circles endlessly, laughing. (Küçük kız gülerken sonsuz bir şekilde dönüyordu.)
  13. The train journey went on endlessly. (Tren yolculuğu sonsuz gibi devam etti.)
  14. The argument between the two friends seemed to continue endlessly. (İki arkadaş arasındaki tartışma sonsuz gibi devam etti.)
  15. The field of flowers seemed to go on endlessly. (Çiçek tarlası sonsuz gibi devam ediyormuş gibi görünüyordu.)
  16. The movie seemed to drag on endlessly. (Film sonsuz gibi sürüyormuş gibi görünüyordu.)
  17. The battery on his phone seemed to last endlessly. (Telefonundaki batarya sonsuz gibi dayandı.)
  18. The starry night sky seemed to stretch on endlessly. (Yıldızlı gece gökyüzü sonsuz gibi uzanıyormuş gibi görünüyordu.)
  19. The marathon runners kept going endlessly. (Maraton koşucuları sonsuz bir şekilde devam ettiler.)
  20. The game of Monopoly seemed to go on endlessly. (Monopoly oyunu sonsuz gibi devam etti.)
  1. The party went on endlessly into the early hours of the morning. (Parti erken saatlere kadar sonsuz bir şekilde devam etti.)
  2. The cycle of seasons seems to repeat itself endlessly. (Mevsimlerin döngüsü sonsuz gibi tekrarlanıyor gibi görünüyor.)
  3. The machine kept printing documents endlessly. (Makine belgeleri sonsuz bir şekilde yazdırmaya devam etti.)
  4. The baby cried endlessly, unable to be soothed. (Bebek, yatıştırılamayarak sonsuz bir şekilde ağladı.)
  5. The waterfall flowed endlessly, creating a soothing sound. (Şelale sonsuz bir şekilde akıyordu, yatıştırıcı bir ses oluşturarak.)
  6. The debate between the two politicians seemed to continue endlessly. (İki politikacı arasındaki tartışma sonsuz gibi devam etti.)
  7. The line for the concert tickets seemed to go on endlessly. (Konser biletleri için sıra sonsuz gibi görünüyordu.)
  8. The river flowed endlessly, carving a path through the landscape. (Nehir sonsuz bir şekilde akarak manzarada bir yol açtı.)
  9. The author wrote endlessly, producing several bestselling books. (Yazar, birkaç çok satan kitap üreterek sonsuz bir şekilde yazdı.)
  10. The construction workers worked endlessly, completing the project on time. (İnşaat işçileri, projeyi zamanında tamamlayarak sonsuz bir şekilde çalıştılar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.