Endear İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Endear İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Endear

Endear, sevdirme, hoşa gitme anlamına gelir. Bir kişiye veya şeye sempati duyma veya onu sevme duygusu uyandırmak anlamında kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. I find his sense of humor endearing. (Onun mizah anlayışını sevimli buluyorum.)
  2. The way she talks to her dog is so endearing. (Köpeğiyle konuşma biçimi çok sevimli.)
  3. His awkwardness only added to his endearment. (Beceriksizliği sadece sevimliğine katkıda bulundu.)
  4. The little girl’s smile was endearing. (Küçük kızın gülüşü sevimliydi.)
  5. He did everything he could to endear himself to her. (Ona kendini sevdirmek için elinden gelen her şeyi yaptı.)
  6. Her kindness and compassion made her very endearing. (Onun nezaketi ve şefkati onu çok sevimli yaptı.)
  7. I was immediately endeared to him when he offered to help. (Yardım etme teklifinde bulunduğunda hemen ona sempati duydum.)
  8. His silly jokes were endearing in their own way. (Kendi yolunda saçma şakaları sevimliydi.)
  9. She has a way of making everyone feel endeared to her. (Herkesi kendine sempati duymalarını sağlayacak bir yolu var.)
  10. The way he cared for his plants was very endearing. (Bitkilerine bakış şekli çok sevimliydi.)
  11. His shyness made him all the more endearing. (Utangaçlığı onu daha da sevimli kıldı.)
  12. Her genuine interest in others was very endearing. (Diğer insanlara olan gerçek ilgisi çok sevimliydi.)
  13. He had a way of endearing himself to strangers. (Yabancılara kendini sevdirme yolu vardı.)
  14. Her quirky personality was endearing to those who knew her. (Tuhaf kişiliği onu tanıyanlar için sevimliydi.)
  15. The puppy’s playful nature was very endearing. (Köpeğin oyunbaz doğası çok sevimliydi.)
  16. His love for his family was endearing. (Ailesine olan sevgisi sevimliydi.)
  17. Her contagious laugh was endearing. (Bulaşıcı kahkahası sevimliydi.)
  18. He always had a way of making people feel endeared to him. (Her zaman insanların kendisine sempati duymalarını sağlayacak bir yolu vardı.)
  19. Her dedication to her work was endearing. (İşine olan bağlılığı sevimliydi.)
  20. The old couple’s love for each other was endearing. (Yaşlı çiftin birbirlerine olan sevgisi sevimliydi.)
  1. The way he took care of his sick friend was very endearing. (Hasta arkadaşına bakma şekli çok sevimliydi.)
  2. Her honesty and authenticity made her very endearing. (Dürüstlüğü ve gerçekliği onu çok sevimli kıldı.)
  3. The child’s innocent curiosity was endearing. (Çocuğun masum merakı sevimliydi.)
  4. His humility and modesty made him very endearing. (Alçakgönüllülüğü ve mütevazılığı onu çok sevimli kıldı.)
  5. She had a way of making even the grumpiest people feel endeared to her. (En huysuz insanları bile kendine sempati duymalarını sağlayacak bir yolu vardı.)
  6. His generosity was endearing to everyone who knew him. (Cömertliği, onu tanıyan herkes için sevimliydi.)
  7. Her love for animals was very endearing. (Hayvanlara olan sevgisi çok sevimliydi.)
  8. The way he played with his young niece was endearing. (Küçük yeğeniyle oynama şekli sevimliydi.)
  9. Her determination to achieve her goals was endearing. (Hedeflerine ulaşmak için kararlılığı sevimliydi.)
  10. His gentle nature was very endearing. (Nazik doğası çok sevimliydi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.