Emphatic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Emphatic Nedir?
Emphatic, vurgulu, vurgulu bir şekilde belirgin veya güçlü bir ifadeyi ifade etmek için kullanılan bir sıfattır.
Örnek cümleler:
- She was absolutely amazing in her performance. (Onun performansı kesinlikle harikaydı.)
- I totally understand what you’re saying. (Ne dediğini tamamen anlıyorum.)
- He’s really good at playing the guitar. (Gitar çalmada gerçekten iyidir.)
- I’m extremely happy with my new job. (Yeni işimden son derece mutluyum.)
- That was a truly incredible experience. (Gerçekten inanılmaz bir deneyimdi.)
- She is positively glowing in that dress. (O elbiseyle pozitif bir şekilde parlıyor.)
- I completely forgot about our meeting. (Toplantımızı tamamen unuttum.)
- He’s a remarkably talented artist. (Olağanüstü yetenekli bir sanatçıdır.)
- I absolutely love this song. (Bu şarkıyı kesinlikle seviyorum.)
- She’s an incredibly kind and generous person. (Olağanüstü nazik ve cömert bir kişi.)
- I am so grateful for all of your help. (Tüm yardımların için çok minnettarım.)
- That was a truly awful experience. (Gerçekten berbat bir deneyimdi.)
- She’s absolutely stunning in that dress. (O elbiseyle kesinlikle çarpıcı görünüyor.)
- I completely disagree with you. (Sana tamamen katılmıyorum.)
- He’s a truly gifted musician. (Gerçekten yetenekli bir müzisyen.)
- I’m absolutely certain that I left my keys on the table. (Anahtarlarımı masada bıraktığımdan kesinlikle eminim.)
- She’s an exceptionally talented athlete. (Olağanüstü yetenekli bir sporcu.)
- I totally forgot about our anniversary. (Yıldönümümüzü tamamen unuttum.)
- He’s an extremely intelligent person. (Son derece akıllı bir insan.)
- That was a truly remarkable achievement. (Gerçekten dikkate değer bir başarıydı.)
- I am absolutely thrilled to be going on vacation next week. (Gelecek hafta tatil yapacağım için kesinlikle heyecanlıyım.)
- She is positively glowing with happiness. (O mutluluktan pozitif bir şekilde parlıyor.)
- I completely support your decision to pursue your dream. (Hayallerini takip etme kararını tamamen destekliyorum.)
- He’s a truly exceptional leader. (Gerçekten olağanüstü bir liderdir.)
- I am absolutely certain that we can succeed if we work together. (Birlikte çalışırsak başarılı olabileceğimizden kesinlikle eminim.)
- She is incredibly brave for standing up to that bully. (O zorbaya karşı dik durduğu için inanılmaz cesur.)
- I totally forgot to call my mom back yesterday. (Dün annemi aramayı tamamen unuttum.)
- He’s a remarkably talented chef. (Olağanüstü yetenekli bir şefdir.)
- I absolutely adore spending time with my best friend. (En iyi arkadaşımla zaman geçirmeyi kesinlikle çok seviyorum.)
- That was a truly inspiring speech. (Gerçekten ilham verici bir konuşmaydı.)
- She’s absolutely hilarious when she tells stories. (Hikayeler anlatırken kesinlikle çok komik.)
- I completely understand why you’re feeling upset. (Neden üzgün hissettiğini tamamen anlıyorum.)
- He’s an extremely hardworking and dedicated employee. (Son derece çalışkan ve özverili bir çalışandır.)
- I’m absolutely amazed by the talent on display at this art exhibit. (Bu sanat sergisinde sergilenen yeteneğe kesinlikle hayranım.)
- She is positively radiant on her wedding day. (Düğün gününde pozitif bir şekilde ışıldıyor.)
- I totally messed up that presentation. (O sunumu tamamen mahvettim.)
- He’s a truly generous person, always willing to help others. (Gerçekten cömert bir kişi, her zaman başkalarına yardım etmeye istekli.)
- I am absolutely blown away by the beauty of this place. (Bu yerin güzelliği beni kesinlikle büyülüyor.)
- She is incredibly talented at playing the piano. (Piyano çalmada inanılmaz yetenekli.)
- That was a truly unforgettable experience. (Gerçekten unutulmaz bir deneyimdi.)
Hemen Yorum Yaz