Emotionally İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Emotionally İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

“emotionally” Nedir?

“Emotionally” kelimesi, duygusal anlamda veya duygulara dayalı olarak yapılan bir eylemi veya durumu ifade eder. Kişinin hissettiklerini veya bir durumun etkisini ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. She was emotionally overwhelmed by the news. (O, haberi duygusal olarak aşırı bir şekilde karşıladı.)
  2. He is emotionally detached from his family. (O, ailesinden duygusal olarak kopuk.)
  3. The movie was emotionally draining. (Film, duygusal olarak yorucu idi.)
  4. She expressed her feelings emotionally. (O, duygularını duygusal olarak ifade etti.)
  5. He had an emotionally traumatic childhood. (O, duygusal olarak travmatik bir çocukluk geçirdi.)
  6. She couldn’t handle the emotionally charged situation. (O, duygusal olarak yüklü durumla baş edemedi.)
  7. He was emotionally invested in the relationship. (O, ilişkiye duygusal olarak yatırım yaptı.)
  8. The speech was emotionally moving. (Konuşma, duygusal olarak etkileyiciydi.)
  9. She was emotionally attached to her childhood home. (O, çocukluk evine duygusal olarak bağlıydı.)
  10. He expressed himself emotionally through his art. (O, sanatı aracılığıyla duygusal olarak kendini ifade etti.)
  11. The book was emotionally uplifting. (Kitap, duygusal olarak yükselticiydi.)
  12. She was emotionally distraught after the breakup. (O, ayrılıktan sonra duygusal olarak perişan oldu.)
  13. He had an emotionally fulfilling career. (O, kariyerinde duygusal olarak tatmin oldu.)
  14. The song was emotionally powerful. (Şarkı, duygusal olarak güçlüydü.)
  15. She was emotionally exhausted after the long day. (O, uzun günün ardından duygusal olarak yorgun düştü.)
  16. He was emotionally unavailable for a relationship. (O, ilişki için duygusal olarak erişilemezdi.)
  17. The play was emotionally intense. (Oyun, duygusal olarak yoğundu.)
  18. She had an emotionally satisfying conversation with her friend. (O, arkadaşıyla duygusal olarak tatmin edici bir konuşma yaptı.)
  19. He was emotionally affected by the loss of his pet. (O, evcil hayvanını kaybetmekten duygusal olarak etkilendi.)
  20. The movie had an emotionally satisfying ending. (Film, duygusal olarak tatmin edici bir sona sahipti.)
  1. She struggled to express herself emotionally in therapy. (O, terapide kendini duygusal olarak ifade etmekte zorlandı.)
  2. He was emotionally invested in his career goals. (O, kariyer hedeflerine duygusal olarak yatırım yaptı.)
  3. The art exhibit was emotionally provocative. (Sanat sergisi, duygusal olarak provokatifti.)
  4. She was emotionally moved by the charity event. (O, hayırseverlik etkinliğinden duygusal olarak etkilendi.)
  5. He had an emotionally turbulent relationship with his parents. (O, ebeveynleriyle duygusal olarak dengesiz bir ilişki yaşadı.)
  6. The movie was emotionally uplifting and inspiring. (Film, duygusal olarak yükseltici ve ilham vericiydi.)
  7. She was emotionally vulnerable with her partner. (O, partneriyle duygusal olarak savunmasızdı.)
  8. He struggled to connect with others emotionally. (O, diğer insanlarla duygusal olarak bağ kurmakta zorlandı.)
  9. The news of her promotion was emotionally satisfying. (O’nun terfi haberleri duygusal olarak tatmin ediciydi.)
  10. She was emotionally drained after the intense argument. (O, yoğun tartışmanın ardından duygusal olarak tükenmişti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.