Embosom İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Embosom İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Embosom:

Meaning: to take someone in one’s arms and hold them affectionately, to embrace

Examples:

1. As soon as I saw my best friend at the airport, I embosomed her tightly. (Havaalanında en iyi arkadaşımı görür görmez sıkıca sarıldım.)

2. The mother embosomed her crying child to comfort her. (Anne ağlayan çocuğunu rahatlatmak için onu kucakladı.)

3. After a long and exhausting day, she just wanted to be embosomed by her husband. (Uzun ve yorucu bir günün ardından, sadece kocası tarafından kucaklanmak istedi.)

4. The little girl embosomed her teddy bear tightly before falling asleep. (Küçük kız uykuya dalmeden önce ayıcık peluşuna sıkıca sarıldı.)

5. He embosomed his girlfriend and whispered “I love you” in her ear. (Kız arkadaşını sarıldı ve kulağına “Seni seviyorum” fısıldadı.)

6. Whenever I’m feeling sad, I just want to be embosomed by my mother. (Üzgün hissettiğimde, sadece annem tarafından sarılmak istiyorum.)

7. He embosomed his dog, feeling grateful for the unconditional love he always gave. (Köpeğine sarıldı ve her zaman verdiği koşulsuz sevgi için minnettar hissetti.)

8. When they finally reunited after months of being apart, they embosomed each other tightly. (Ayrı kaldıkları ayların ardından nihayet bir araya geldiklerinde birbirlerine sıkıca sarıldılar.)

9. She couldn’t help but embosom her newborn baby as soon as she was handed to her. (Bebeği kendisine verildiği anda sarılmamak için direnemedi.)

10. He embosomed his dying father, saying his final goodbyes. (Ölmekte olan babasına sarıldı ve son vedalaşmasını yaptı.)

11. She embosomed her best friend, happy to see her after so long. (En iyi arkadaşını sarıldı ve uzun zamandan sonra onu gördüğüne sevindi.)

12. The actor embosomed his award, feeling proud of his accomplishments. (Aktör ödülünü sıkıca kucakladı ve başarılarından gurur duydu.)

13. The couple embosomed each other, enjoying the romantic sunset. (Çift birbirlerine sarıldı ve romantik günbatımının

keyfini çıkardılar.)

14. She embosomed her injured friend, making sure she was okay. (Yaralı arkadaşını sarıldı ve onun iyi olduğundan emin oldu.)

15. He embosomed his little sister, happy to see her on his birthday. (Doğum gününde kız kardeşine sarıldı ve onu gördüğüne sevindi.)

16. After a long and difficult day, she just wanted to be embosomed by her boyfriend. (Uzun ve zorlu bir günün ardından, sadece erkek arkadaşı tarafından sarılmak istedi.)

17. The old couple embosomed each other, grateful for their long-lasting love. (Yaşlı çift birbirlerine sarıldı ve uzun süren aşklarından dolayı minnettar hissettiler.)

18. She embosomed her dog, feeling comforted by his presence. (Köpeğine sarıldı ve varlığından rahatladı.)

19. He embosomed his friend, trying to console him after a breakup. (Arkadaşına sarıldı ve bir ayrılık sonrası onu teselli etmeye çalıştı.)

20. The mother embosomed her son, happy to see him after a long time away. (Uzun süre uzakta kalan oğlunu görünce annesi ona sarıldı ve sevindi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.