Embellishment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Embellishment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Embellishment Nedir?

Embellishment, bir şeyi veya bir olayı daha güzel veya ilginç hale getirmek için eklenen süsleme veya ayrıntılardır.

Örnek Cümleler:

1. She added an embellishment to her dress to make it more glamorous.
   (Takım elbisesine süsleme ekledi, daha göz alıcı hale getirdi.)

2. The author used embellishment to make the story more exciting.
   (Yazar, hikayeyi daha heyecanlı hale getirmek için süsleme kullandı.)

3. The chef used an embellishment of parsley to make the dish more visually appealing.
   (Şef, yemeği daha görsel olarak çekici hale getirmek için maydanoz süslemesi kullandı.)

4. The company’s marketing campaign was full of embellishments to make their product seem better than it was.
   (Şirketin pazarlama kampanyası, ürünlerini olduğundan daha iyi göstermek için süslemelerle doluydu.)

5. The actor added an embellishment to his lines to make the audience laugh.
   (Oyuncu, seyirciyi güldürmek için repliklerine süsleme ekledi.)

6. The bride’s veil had beautiful embellishments of lace and pearls.
   (Gelinin duvağı dantel ve incilerin güzel süslemelerine sahipti.)

7. The artist used an embellishment of gold leaf to highlight certain parts of the painting.
   (Sanatçı, tablonun belirli kısımlarını vurgulamak için altın yaprak süslemesi kullandı.)

8. The speech was full of embellishments that made it difficult to discern the truth.
   (Konuşma, gerçeği ayırt etmeyi zorlaştıran süslemelerle doluydu.)

9. The cake was decorated with edible embellishments made of sugar flowers and fondant.
   (Kek, şeker çiçekleri ve fondan yapılmış yenebilir süslemelerle dekore edildi.)

10. The singer added an embellishment to the melody to show off her vocal range.
    (Şarkıcı, ses genişliğini göstermek için melodiye süsleme ekledi.)

11. The interior designer used embellishments to create a luxurious atmosphere in the hotel lobby.
    (İç mimar, otel lobisinde lüks bir atmosfer yaratmak için süslemeler kullandı.)

12. The historian found that many of the stories about the famous king were embellishments created by his followers.
    (Tarihçi, ünlü kral hakkındaki hikayelerin birçoğunun takipçileri tarafından yapılan süslemeler olduğunu buldu.)

13. The costume designer added embellishments to the dresses to make them look more elegant.
    (Kostüm tasarımcısı, elbiselere süsleme ekleyerek daha zarif görünmelerini sağladı.)

14. The athlete added an embellishment to his routine to impress the judges.
    (Sporcu, hakemleri etkilemek için rutinine süsleme ekledi.)

15. The Christmas

tree was covered in ornaments and embellishments, making it a stunning centerpiece.
(Noel ağacı, süsler ve süslemelerle kaplandı ve göz alıcı bir merkez noktası haline geldi.)

16. The wedding invitations had elegant embellishments of gold foil and calligraphy.
    (Düğün davetiyeleri, altın folyo ve kaligrafi süslemeleriyle zarif bir görünüme sahipti.)

17. The chef used an embellishment of edible flowers to add color and flavor to the dish.
    (Şef, yemeğe renk ve tat katmak için yenebilir çiçeklerin süslemesini kullandı.)

18. The interior decorator used embellishments of silk curtains and decorative pillows to create a cozy living room.
    (İç dekoratör, ipek perdeler ve dekoratif yastıkların süslemelerini kullanarak rahat bir oturma odası yarattı.)

19. The actress wore a dress with embellishments of sequins and crystals that sparkled under the lights.
    (Aktris, ışıklar altında parlayan pullar ve kristallerin süslemeleriyle dolu bir elbise giydi.)

20. The writer added embellishments to his prose to make it more lyrical and poetic.
    (Yazar, yazısına süslemeler ekleyerek daha lirik ve şiirsel hale getirdi.)