Elegant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Elegant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Elegant kelimesinin Türkçe anlamı:

Elegant kelimesi Türkçe’de “zarif, şık, hoş” gibi anlamlara gelir.

Örnek cümleler:

1. The ballerina’s movements were so elegant that they seemed effortless. (Balerinin hareketleri öyle zarifti ki, sanki hiç çaba sarfetmemiş gibiydi.)
2. She wore an elegant black dress to the wedding. (Düğüne zarif bir siyah elbise giydi.)
3. His handwriting was elegant and flowing. (El yazısı zarif ve akıcıydı.)
4. The architecture of the building was elegant and sophisticated. (Bina mimarisi zarif ve sofistikeydi.)
5. She spoke in an elegant and refined manner. (Zarif ve sofistike bir şekilde konuştu.)
6. The restaurant had an elegant atmosphere. (Restoranın zarif bir atmosferi vardı.)
7. The bride’s bouquet was elegant and tasteful. (Gelinin buketi zarif ve zevkliydi.)
8. The hotel lobby was decorated in an elegant and modern style. (Otel lobisi zarif ve modern bir tarzda dekore edilmişti.)
9. She had an elegant and timeless sense of style. (Zarif ve zamansız bir tarzı vardı.)
10. The music was elegant and sophisticated, perfect for the occasion. (Müzik zarif ve sofistikeydi, bu özel durum için mükemmel bir seçimdi.)
11. Her speech was elegant and poignant. (Konuşması zarif ve dokunaklıydı.)
12. The painting was an elegant representation of the artist’s vision. (Tablo, sanatçının vizyonunun zarif bir temsilidir.)
13. The jewelry was elegant and beautifully crafted. (Mücevherler zarif ve güzel işlenmişti.)
14. The table setting was elegant and tasteful. (Masa düzeni zarif ve zevkliydi.)
15. The garden was designed with elegant simplicity. (Bahçe zarif bir sadelikle tasarlanmıştı.)
16. Her movements were elegant and graceful. (Hareketleri zarif ve kibar idi.)
17. The packaging was elegant and luxurious. (Paketleme zarif ve lüks idi.)
18. The font used in the invitation was elegant and legible. (Davetiyede kullanılan yazı tipi zarif ve okunaklıydı.)
19. The woman had an elegant and regal bearing. (Kadının zarif ve kraliyet tarzı bir duruşu vardı.)
20. The cake was elegant and delicious, the perfect end to a wonderful evening. (Kek zarif ve lezzetliydi, harika bir akşamın mükemmel sonuydu.)

Türkçe Karşılıklar:

1. The ballerina’s movements were so elegant that they seemed effortless. (Balerinin hareketleri öyle zarifti ki, sanki hiç çaba sarfetmemiş gibiydi.)
2. She wore an elegant black dress to the wedding. (Düğüne zarif bir siyah elbise giydi.)
3. His handwriting was elegant and flowing. (El yazısı zarif ve akıcıydı.)
4. The architecture of the building was elegant and sophisticated. (Bina mimarisi zarif ve sofistikeydi.)
5. She spoke in an elegant and refined manner. (Zarif ve sofistike bir şekilde konuştu.)
6. The restaurant had an elegant atmosphere. (Restoranın zarif bir atmosferi vardı.)
7. The bride’s bouquet was elegant and tasteful. (Gelinin buketi zarif ve zevkliydi.)
8. The hotel lobby was decorated in an elegant and modern style. (Otel lobisi zarif ve modern bir tarzda dekore edilmişti.)
9. She had an elegant and timeless sense of style. (Zarif ve zamansız bir tarzı vardı.)
10. The music was elegant and sophisticated, perfect for the occasion. (Müzik zarif ve sofistikeydi, bu özel durum için mükemmel bir seçimdi.)
11. Her speech was elegant and poignant. (Konuşması zarif ve dokunaklıydı.)
12. The painting was an elegant representation of the artist’s vision. (Tablo, sanatçının vizyonunun zarif bir temsilidir.)
13. The jewelry was elegant and beautifully crafted. (Mücevherler zarif ve güzel işlenmişti.)
14. The table setting was elegant and tasteful. (Masa düzeni zarif ve zevkliydi.)
15. The garden was designed with elegant simplicity. (Bahçe zarif bir sadelikle tasarlanmıştı.)
16. Her movements were elegant and graceful. (Hareketleri zarif ve kibar idi.)
17. The packaging was elegant and luxurious. (Paketleme zarif ve lüks idi.)
18. The font used in the invitation was elegant and legible. (Davetiyede kullanılan yazı tipi zarif ve okunaklıydı.)
19. The woman had an elegant and regal bearing. (Kadının zarif ve kraliyet tarzı bir duruşu vardı.)
20. The cake was elegant and delicious, the perfect end to a wonderful evening. (Kek zarif ve lezzetliydi, harika bir akşamın mükemmel sonuydu.)