Edifying İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Edifying İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Edifying kelimesinin Türkçe anlamı:

Edifying kelimesi “aydınlatıcı, öğretici, öğretici nitelikte olan” anlamlarına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. Edifying books are the best source of knowledge.
    (Türkçe: Aydınlatıcı kitaplar en iyi bilgi kaynağıdır.)

  2. The purpose of education is to provide edifying experiences for the students.
    (Türkçe: Eğitimin amacı, öğrenciler için öğretici deneyimler sağlamaktır.)

  3. The speaker gave an edifying speech on the importance of learning a second language.
    (Türkçe: Konuşmacı, ikinci dil öğrenmenin önemine dair öğretici bir konuşma yaptı.)

  4. The documentary was both edifying and entertaining.
    (Türkçe: Belgesel, hem aydınlatıcı hem de eğlenceliydi.)

  5. We should read books that are edifying rather than ones that are simply entertaining.
    (Türkçe: Sadece eğlenceli olanlardan ziyade aydınlatıcı olan kitapları okumalıyız.)

  6. The teacher used an edifying approach to teach the students about the importance of teamwork.
    (Türkçe: Öğretmen, takım çalışmasının önemine dair öğretici bir yaklaşım kullandı.)

  7. The museum’s exhibits were edifying and informative.
    (Türkçe: Müzenin sergileri aydınlatıcı ve bilgilendiriciydi.)

  8. The movie was not very edifying, but it was still entertaining.
    (Türkçe: Film çok aydınlatıcı değildi, ama yine de eğlenceliydi.)

  9. The professor’s lectures were always edifying and insightful.
    (Türkçe: Profesörün dersleri her zaman aydınlatıcı ve anlamlıydı.)

  10. The book provided edifying information about the history of the region.
    (Türkçe: Kitap, bölgenin tarihine dair öğretici bilgi sağladı.)

  11. The seminar was an edifying experience for all who attended.
    (Türkçe: Seminer, katılan herkes için öğretici bir deneyimdi.)

  12. The article provided an edifying insight into the artist’s creative process.
    (Türkçe: Makale, sanatçının yaratıcı sürecine

dair aydınlatıcı bir içgörü sağladı.)

  1. The speaker’s edifying words left a lasting impression on the audience.
    (Türkçe: Konuşmacının öğretici sözleri izleyicilerde kalıcı bir izlenim bıraktı.)

  2. The documentary provided an edifying look at the impact of climate change on the environment.
    (Türkçe: Belgesel, çevre üzerindeki iklim değişikliğinin etkisine dair öğretici bir bakış açısı sundu.)

  3. The workshop was an edifying experience for all the participants.
    (Türkçe: Atölye çalışması, tüm katılımcılar için öğretici bir deneyimdi.)

  4. The teacher’s edifying methods helped the students learn the material more effectively.
    (Türkçe: Öğretmenin öğretici yöntemleri, öğrencilerin materyali daha etkili bir şekilde öğrenmesine yardımcı oldu.)

  5. The museum’s edifying exhibits provided a glimpse into the past.
    (Türkçe: Müzenin öğretici sergileri geçmişe bir bakış sağladı.)

  6. The speaker’s edifying message inspired the audience to take action.
    (Türkçe: Konuşmacının öğretici mesajı, izleyicileri harekete geçirmeye teşvik etti.)

  7. The documentary was edifying in its portrayal of the social issues faced by the community.
    (Türkçe: Belgesel, toplumun karşılaştığı sosyal sorunların tasvirinde öğreticiydi.)

  8. The professor’s lectures were always edifying and thought-provoking.
    (Türkçe: Profesörün dersleri her zaman öğretici ve düşündürücüydü.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.