Ecclesiastic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ecclesiastic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ecclesiastic Nedir?

Ecclesiastic, kilise ile ilgili veya kiliseye ait anlamına gelen bir sıfattır.

Örnek cümleler:

1. Ecclesiastic authorities have announced that the cathedral will remain closed due to the pandemic. (Kilise otoriteleri, pandemi nedeniyle katedralin kapalı kalacağını açıkladı.)
2. The ecclesiastic hierarchy is concerned about declining church attendance. (Kilise hiyerarşisi, azalan kilise katılımı konusunda endişeli.)
3. The movie is set in a small ecclesiastic community in the Middle Ages. (Film, Orta Çağ’da küçük bir kilise topluluğunda geçiyor.)
4. The bishop delivered an ecclesiastic message of hope during his sermon. (Piskopos vaazında umut dolu bir kilise mesajı verdi.)
5. The ecclesiastic dress code required that all women cover their heads with a veil. (Kilise elbise kodu, tüm kadınların başlarını bir örtü ile örtmelerini gerektiriyordu.)
6. The painting depicts an ecclesiastic procession through the streets of Rome. (Tablo, Roma sokaklarında bir kilise geçidine yer veriyor.)
7. The ecclesiastic council met to discuss changes to the liturgy. (Kilise konseyi, liturjiye yapılan değişiklikleri tartışmak için toplandı.)
8. The ecclesiastic history of the region is closely tied to the development of Christianity. (Bölgenin kilise tarihi, Hristiyanlığın gelişimi ile sıkı bir şekilde bağlantılıdır.)
9. The monks spent their days in ecclesiastic study and prayer. (Keşişler, günlerini kilise çalışması ve dua ile geçirirdi.)
10. The priest wore ecclesiastic robes for the special occasion. (Papaz özel bir durum için kilise elbiseleri giydi.)
11. The ecclesiastic art of the Renaissance is known for its use of religious themes and symbolism. (Rönesans dönemi kilise sanatı, dini temalar ve simgeler kullanımıyla tanınır.)
12. The cathedral was a center of ecclesiastic power during the Middle Ages. (Katedral, Orta Çağ’da kilise gücünün bir merkeziydi.)
13. The bishop was an
14. The bishop was an ecclesiastic leader who played an important role in the community. (Piskopos, toplumda önemli bir rol oynayan bir kilise lideriydi.)
15. The ecclesiastic rules forbade the use of certain types of music in church services. (Kilise kuralları, bazı müzik türlerinin kilise hizmetlerinde kullanılmasını yasakladı.)
16. The town’s ecclesiastic architecture is a testament to its religious history. (Kentin kilise mimarisi, dini tarihine tanıklık ediyor.)
17. The council of bishops debated the ecclesiastic implications of the new doctrine. (Piskopos konseyi, yeni doktrinin kilise etkilerini tartıştı.)
18. The monastery was known for its ecclesiastic manuscripts, which were highly prized for their artistic and religious value. (Manastır, sanatsal ve dini değeri nedeniyle çok değerli olan kilise el yazmaları ile tanınıyordu.)
19. The ecclesiastic authorities were responsible for overseeing the construction of the new church. (Kilise otoriteleri, yeni kilisenin inşasını denetlemekten sorumluydular.)
20. The bishop’s ecclesiastic duties included administering the sacraments and leading worship services. (Piskoposun kilise görevleri arasında ayinlerin yönetimi ve ibadet hizmetlerinin yönetimi yer alıyordu.)
21. The ecclesiastic hierarchy was shaken by the scandal involving the priest. (Kilise hiyerarşisi, rahip skandalıyla sarsıldı.)