Ebb İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ebb İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ebb İle İlgili İngilizce Cümle Örnekleri ve Türkçe Anlamları

Ebb: Gelgitin çekilmesiyle oluşan deniz seviyesinin düşmesi.

Örnek Cümleler:

1. The ebb of the tide left behind many stranded creatures. (Gelgitin çekilmesi birçok mahsur kalmış canlı bıraktı.)
2. The water level at the beach lowers during the ebb. (Sahildeki su seviyesi gelgit çekilmesiyle düşer.)
3. The ebb and flow of the ocean’s tides are predictable. (Deniz gelgitlerinin çekilmesi ve akışı öngörülebilir.)
4. She felt her energy ebb as the day wore on. (Gün ilerledikçe enerjisi azalmaya başladı.)
5. The ebb of his fortune left him penniless. (Bahtının gerilemesi onu beş parasız bıraktı.)
6. The ebb tide revealed a hidden cave on the beach. (Gelgit çekilince sahilde gizli bir mağara ortaya çıktı.)
7. He felt the ebb of his enthusiasm for the project. (Proje için duyduğu hevesinin azalmaya başladığını hissetti.)
8. The ebb of the economy affected many small businesses. (Ekonomik gerileme birçok küçük işletmeyi etkiledi.)
9. The ebb of the river made it easier to cross. (Nehirin çekilmesi geçişi daha kolay hale getirdi.)
10. She watched the ebb and flow of the waves for hours. (Dalgaların gelgitlerinin çekilmesini ve akışını saatlerce izledi.)
11. The ebb of the storm left behind a calm sea. (Fırtınanın çekilmesi sakin bir deniz bıraktı.)
12. His anger began to ebb as he listened to her explanation. (Açıklamasını dinledikçe öfkesi azalmaya başladı.)
13. The ebb of time had erased the memory of the old town. (Zamanın akışı eski kasabanın anısını silmişti.)
14. The ebb and flow of emotions can be difficult to control. (Duyguların akışı ve çekilmesi kontrol etmesi zor olabilir.)
15. The ebb tide exposed the rocky shoreline. (Gelgitin çekilmesi kayalık sahil şeridini ortaya çıkardı.)
16. The ebb of his popularity was a blow to his ego. (Popülerliğinin gerilemesi egosuna darbe oldu.)
17. The ebb of the river created a peaceful oasis. (Nehrin çekilmesi huzurlu bir vaha yarattı.)
18. She could feel the ebb of his affection for her. (Ona olan sevgisinin azalmaya başladığını hissedebiliyordu.)
19. The ebb of the moon’s gravitational pull causes the tides. (Ayın çekiminin azalması gelgitlere neden olur

20. The ebb of the crowd after the concert made it easier to leave the venue. (Konser sonrası kalabalığın azalması mekandan çıkmayı kolaylaştırdı.)

Bu örnek cümlelerde “ebb” kelimesi hem denizle ilgili anlamında hem de zaman, duygu veya ekonomi gibi soyut kavramlarla ilgili anlamlarında kullanılmıştır.