Earnestness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Earnestness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Earnestness Nedir?


Earnestness, ciddiyet, samimiyet, içtenlik ve sadakat gibi anlamlara gelir. Bir kişinin samimiyetle ve içtenlikle bir konuya yaklaşması ve ona büyük önem vermesi durumunda kullanılır.

Örnek Cümleler:


1. He spoke with great earnestness about his plans for the future. (Gelecek planları hakkında büyük bir ciddiyetle konuştu.)
2. She approached the job interview with a sense of earnestness. (İş mülakatına samimiyetle yaklaştı.)
3. His earnestness in helping others is truly admirable. (Başkalarına yardım etmek için gösterdiği samimiyet gerçekten takdire şayan.)
4. The earnestness with which he apologized showed that he truly regretted his actions. (Özür dilediği samimiyet, gerçekten eylemlerinden pişman olduğunu gösterdi.)
5. She pursued her studies with earnestness and dedication. (Çalışmalarını ciddiyetle ve özveriyle sürdürdü.)
6. His earnestness in his religious beliefs is evident in the way he lives his life. (Dini inançlarındaki samimiyeti, hayatını nasıl yaşadığında açıkça belli oluyor.)
7. The speech was delivered with great earnestness and passion. (Konuşma büyük bir ciddiyet ve tutkuyla yapıldı.)
8. The students listened to their teacher’s words with earnestness and respect. (Öğrenciler öğretmenlerinin sözlerini ciddiyetle ve saygıyla dinlediler.)
9. The artist approached his work with a deep sense of earnestness and devotion. (Sanatçı işine büyük bir ciddiyet ve bağlılık duygusuyla yaklaştı.)
10. His earnestness in his relationship with his partner is what makes their love so strong. (Eşine karşı gösterdiği samimiyet, aşklarını bu kadar güçlü kılan şeydir.)
11. The team’s earnestness in their training sessions paid off in their success on the field. (Takımın antrenmanlardaki samimiyeti, sahadaki başarısına yansıdı.)
12. The politician’s earnestness in his promises won him the support of many voters. (Politikacının sözlerindeki samimiyeti, birçok seçmenin desteğini kazandırdı.)
13. The charity’s earnestness in their cause inspired many people to donate. (Vakfın amaçlarına gösterdiği samimiyet, birçok insanı bağış yapmaya teşvik etti.)
14. His earnestness in pursuing justice for the victims of the crime was unwavering. (Suç mağdurlarına adaleti sağlamak için gösterdiği samimiyet, sarsılmazdı.)
15. The writer approached his work with a deep sense of earnestness and purpose. (Yazar işine büyük bir ciddiyet ve amaç duygusuyla yaklaştı.)
16. The teacher’s earnestness in helping her students learn was evident

  1. His earnestness in his spiritual practice was a source of strength and guidance for him. (Spiritüel pratiklerindeki samimiyeti, onun için bir güç ve yol göstericiydi.)
  2. The company’s earnestness in addressing the concerns of its customers helped improve their reputation. (Müşterilerinin endişelerini ele almaya gösterdikleri samimiyet, uğrunda çalıştıkları şirketin itibarını iyileştirmeye yardımcı oldu.)
  3. The artist’s earnestness in expressing his emotions through his art resonated with many people. (Sanatçının eserlerinde duygularını ifade etmeye gösterdikleri samimiyet, bir çok insanla ortak bir noktada buluştu.)
  4. Her earnestness in pursuing her dreams inspired others to do the same. (Hayallerini gerçekleştirmek için gösterdiği samimiyet, başkalarını da aynısını yapmaya teşvik etti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.