Earnestly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Earnestly
Earnestly kelimesi Türkçe’de “Ciddi bir şekilde, samimiyetle, içtenlikle” gibi anlamlara gelir.
- I earnestly hope that I get the job. (İşin bana verilmesini içtenlikle umuyorum.)
- She spoke earnestly about her passion for the environment. (Çevre konusundaki tutkusuyla içten bir şekilde konuştu.)
- He earnestly apologized for his mistake. (Hatası için içtenlikle özür diledi.)
- They worked earnestly to finish the project on time. (Projenin zamanında bitirilmesi için içtenlikle çalıştılar.)
- We need to earnestly address the issue of climate change. (İklim değişikliği konusuna ciddi bir şekilde eğilmemiz gerekiyor.)
- She earnestly begged her parents to let her go on the trip. (Geziye gitmesine izin vermesi için içtenlikle anne babasına yalvardı.)
- He spoke earnestly to the audience about the importance of education. (Eğitimin öneminden bahsederken izleyicilere içtenlikle konuştu.)
- The company’s CEO addressed the employees earnestly about the need for teamwork. (Şirketin CEO’su, takım çalışmasının gerekliliği konusunda çalışanlara içtenlikle hitap etti.)
- She worked earnestly to improve her English skills. (İngilizce becerilerini geliştirmek için içtenlikle çalıştı.)
- He prayed earnestly for his friend’s recovery. (Arkadaşının iyileşmesi için içtenlikle dua etti.)
- The students listened earnestly to the teacher’s instructions. (Öğretmenin talimatlarını içtenlikle dinlediler.)
- She looked at him earnestly, hoping he would understand. (Ona içtenlikle bakarak, anlayacağını umdu.)
- He pursued his dreams earnestly, despite the challenges. (Zorluklara rağmen, hayallerini içtenlikle takip etti.)
- They made an earnest effort to save the endangered species. (Nesli tükenmekte olan türleri kurtarmak için içten bir çaba sarf ettiler.)
- She wrote the letter earnestly, pouring out her feelings. (Duygularını dökmek için içtenlikle mektubu yazdı.)
- He earnestly believed in the power of positive thinking. (Olumlu düşüncenin gücüne içtenlikle inanıyordu.)
- The employees worked earnestly to meet the deadline. (Çalışanlar, son teslim tarihine yetişmek için içten bir şekilde çalıştılar.)
- She urged him earnestly to seek help for his addiction. (Bağımlılığı için yardım araması için ona içtenlikle yalvardı.)
- He approached the task earnestly, determined to succeed. (Başarılı olmak için kararlılıkla yaklaştığı görevi içten bir şekilde ele aldı.)
- She listened to his story earnestly, offering words of encouragement. (H
ikayesi içtenlikle dinleyerek, cesaret verici sözler söyledi.)
Hemen Yorum Yaz