Ear-Splitting İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Ear-Splitting Nedir?
Ear-Splitting, Türkçe’de “kulak delen” anlamına gelen bir sıfattır. Bu kelime, çok yüksek ve rahatsız edici bir ses seviyesini ifade etmek için kullanılır.
Örnek cümleler:
- The concert was so loud that it was ear-splitting. (Konser o kadar yüksek sesle çaldı ki kulakları deliyordu.)
- I had to leave the party because the music was ear-splitting. (Müzik kulakları delici olduğu için partiden ayrılmak zorunda kaldım.)
- The sound of the car alarm was ear-splitting. (Araba alarmının sesi kulak deliciydi.)
- The fire alarm was so loud that it was ear-splitting. (Yangın alarmı o kadar yüksek çaldı ki kulakları deliyordu.)
- I can’t stand the ear-splitting noise of the construction site next door. (Komşudaki inşaatın kulak delici gürültüsüne dayanamıyorum.)
- The thunder was ear-splitting during the storm. (Fırtına sırasında gök gürültüsü kulakları deliyordu.)
- The screaming children were making an ear-splitting noise. (Çığlık atan çocuklar kulak delici bir ses çıkarıyorlardı.)
- The referee’s whistle was ear-splitting during the game. (Hakemin düdüğü oyun sırasında kulakları deliyordu.)
- The jet engine was so loud that it was ear-splitting. (Jet motoru o kadar yüksek çınlıyordu ki kulakları deliyordu.)
- The screeching tires made an ear-splitting noise. (Lastiklerin cızırtısı kulak delici bir ses çıkardı.)
- The firecrackers were so loud that they were ear-splitting. (Şakırtılar o kadar yüksek sesle patladı ki kulakları deliyordu.)
- The band’s amplifiers were turned up so high that the music was ear-splitting. (Grubun amfileri o kadar yüksek sesle çaldı ki kulakları deliyordu.)
- The construction workers were using ear-splitting power tools. (İnşaat işçileri kulak delici güç aletleri kullanıyorlardı.)
- The speaker system at the conference was ear-splitting. (Konferanstaki hoparlör sistemi kulakları deliyordu.)
- The dog’s barking was so loud that it was ear-splitting. (Köpeğin havlaması o kadar yüksek sesleydi ki kulakları deliyordu.)
- The sirens of the emergency vehicles were ear-splitting. (Acil araçların sireni kulakları deliciydi.)
- The gunshot was so loud that it was ear-splitting. (Silah sesi o kadar yüksek çınladı ki kulakları deliyordu.)
- The fireworks display was ear-splitting but impressive. (Havai fişek gösterisi kulakları deliciydi ancak etkileyiciydi.)
- The alarm clock
- The alarm clock was so loud that it was ear-splitting. (Alarm saati o kadar yüksek sesle çaldı ki kulakları deliyordu.)
- The feedback from the microphone was ear-splitting and gave everyone a headache. (Mikrofondaki geri bildirim kulakları deliciydi ve herkesin başını ağrıttı.)
(Türkçe anlamları parantez içinde belirtilmiştir.)
Hemen Yorum Yaz