Ear-Splitting İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ear-Splitting İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ear-Splitting Nedir?


Ear-Splitting, Türkçe’de “kulak delen” anlamına gelen bir sıfattır. Bu kelime, çok yüksek ve rahatsız edici bir ses seviyesini ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The concert was so loud that it was ear-splitting. (Konser o kadar yüksek sesle çaldı ki kulakları deliyordu.)
  2. I had to leave the party because the music was ear-splitting. (Müzik kulakları delici olduğu için partiden ayrılmak zorunda kaldım.)
  3. The sound of the car alarm was ear-splitting. (Araba alarmının sesi kulak deliciydi.)
  4. The fire alarm was so loud that it was ear-splitting. (Yangın alarmı o kadar yüksek çaldı ki kulakları deliyordu.)
  5. I can’t stand the ear-splitting noise of the construction site next door. (Komşudaki inşaatın kulak delici gürültüsüne dayanamıyorum.)
  6. The thunder was ear-splitting during the storm. (Fırtına sırasında gök gürültüsü kulakları deliyordu.)
  7. The screaming children were making an ear-splitting noise. (Çığlık atan çocuklar kulak delici bir ses çıkarıyorlardı.)
  8. The referee’s whistle was ear-splitting during the game. (Hakemin düdüğü oyun sırasında kulakları deliyordu.)
  9. The jet engine was so loud that it was ear-splitting. (Jet motoru o kadar yüksek çınlıyordu ki kulakları deliyordu.)
  10. The screeching tires made an ear-splitting noise. (Lastiklerin cızırtısı kulak delici bir ses çıkardı.)
  11. The firecrackers were so loud that they were ear-splitting. (Şakırtılar o kadar yüksek sesle patladı ki kulakları deliyordu.)
  12. The band’s amplifiers were turned up so high that the music was ear-splitting. (Grubun amfileri o kadar yüksek sesle çaldı ki kulakları deliyordu.)
  13. The construction workers were using ear-splitting power tools. (İnşaat işçileri kulak delici güç aletleri kullanıyorlardı.)
  14. The speaker system at the conference was ear-splitting. (Konferanstaki hoparlör sistemi kulakları deliyordu.)
  15. The dog’s barking was so loud that it was ear-splitting. (Köpeğin havlaması o kadar yüksek sesleydi ki kulakları deliyordu.)
  16. The sirens of the emergency vehicles were ear-splitting. (Acil araçların sireni kulakları deliciydi.)
  17. The gunshot was so loud that it was ear-splitting. (Silah sesi o kadar yüksek çınladı ki kulakları deliyordu.)
  18. The fireworks display was ear-splitting but impressive. (Havai fişek gösterisi kulakları deliciydi ancak etkileyiciydi.)
  19. The alarm clock
  1. The alarm clock was so loud that it was ear-splitting. (Alarm saati o kadar yüksek sesle çaldı ki kulakları deliyordu.)
  2. The feedback from the microphone was ear-splitting and gave everyone a headache. (Mikrofondaki geri bildirim kulakları deliciydi ve herkesin başını ağrıttı.)

(Türkçe anlamları parantez içinde belirtilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.