Dwindle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dwindle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dwindle (Azalmak, küçülmek) İle İlgili Cümleler:

Dwindle kelimesi “azalmak, küçülmek” anlamına gelir. Aşağıda, dwindle kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle bulabilirsiniz:

  1. The population of the village began to dwindle after the factory closed. (Fabrika kapandıktan sonra köyün nüfusu azalmaya başladı.)
  2. As the sun set, the light gradually dwindled. (Güneş battıkça, ışık yavaş yavaş azaldı.)
  3. The river’s flow dwindled during the summer months. (Nehirin akışı yaz aylarında azaldı.)
  4. The company’s profits have dwindled in recent years. (Şirketin karı son yıllarda azalmıştır.)
  5. The old man’s strength was dwindling as he aged. (Yaşlandıkça, yaşlı adamın gücü azalmaya başladı.)
  6. The supply of food was dwindling in the war-torn country. (Savaşın yıkımına uğramış ülkede, gıda arzı azalmaya başlamıştı.)
  7. The number of volunteers began to dwindle as the project neared completion. (Proje tamamlanmaya yaklaştıkça, gönüllülerin sayısı azalmaya başladı.)
  8. Her enthusiasm for the project dwindled over time. (Proje için olan coşkusu zamanla azaldı.)
  9. The amount of money in his bank account was dwindling rapidly. (Banka hesabındaki para miktarı hızla azalıyordu.)
  10. The crowd started to dwindle after the concert had ended. (Konser bittikten sonra kalabalık azalmaya başladı.)
  11. The winter weather caused the town’s population to dwindle. (Kış hava koşulları kasabanın nüfusunu azalttı.)
  12. The number of participants in the study dwindled as it progressed. (Araştırma ilerledikçe, katılımcı sayısı azalmaya başladı.)
  13. The team’s chances of winning dwindled after they fell behind in the game. (Takımın kazanma şansı, oyunda geri düştükten sonra azaldı.)
  14. The forest’s wildlife is dwindling due to deforestation. (Ormancılık nedeniyle, ormanın yaban hayatı azalmaktadır.)
  15. The popularity of the band has dwindled since their last album. (Son albümlerinden bu yana, grubun popülaritesi azalmıştır.)
  16. The medication helped to prevent his condition from dwindling further. (İlaç, durumunun daha da azalmasını önlemeye yardımcı oldu.)
  17. The power of the storm began to dwindle as it moved further away. (Fırtınanın gücü, daha da uzaklaştıkça azalmaya başladı.)
  18. The company’s reputation dwindled after the scandal was exposed. (Skandal ortaya çıktıktan sonra, şirketin itibarı azalmıştır.)
  19. The noise from the party slowly dwind
  1. The resources for the project were dwindling, so they had to find alternative solutions. (Proje için kaynaklar azaldığından, alternatif çözümler bulmak zorunda kaldılar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.