Dwindle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Dwindle (Azalmak, küçülmek) İle İlgili Cümleler:
Dwindle kelimesi “azalmak, küçülmek” anlamına gelir. Aşağıda, dwindle kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle bulabilirsiniz:
- The population of the village began to dwindle after the factory closed. (Fabrika kapandıktan sonra köyün nüfusu azalmaya başladı.)
- As the sun set, the light gradually dwindled. (Güneş battıkça, ışık yavaş yavaş azaldı.)
- The river’s flow dwindled during the summer months. (Nehirin akışı yaz aylarında azaldı.)
- The company’s profits have dwindled in recent years. (Şirketin karı son yıllarda azalmıştır.)
- The old man’s strength was dwindling as he aged. (Yaşlandıkça, yaşlı adamın gücü azalmaya başladı.)
- The supply of food was dwindling in the war-torn country. (Savaşın yıkımına uğramış ülkede, gıda arzı azalmaya başlamıştı.)
- The number of volunteers began to dwindle as the project neared completion. (Proje tamamlanmaya yaklaştıkça, gönüllülerin sayısı azalmaya başladı.)
- Her enthusiasm for the project dwindled over time. (Proje için olan coşkusu zamanla azaldı.)
- The amount of money in his bank account was dwindling rapidly. (Banka hesabındaki para miktarı hızla azalıyordu.)
- The crowd started to dwindle after the concert had ended. (Konser bittikten sonra kalabalık azalmaya başladı.)
- The winter weather caused the town’s population to dwindle. (Kış hava koşulları kasabanın nüfusunu azalttı.)
- The number of participants in the study dwindled as it progressed. (Araştırma ilerledikçe, katılımcı sayısı azalmaya başladı.)
- The team’s chances of winning dwindled after they fell behind in the game. (Takımın kazanma şansı, oyunda geri düştükten sonra azaldı.)
- The forest’s wildlife is dwindling due to deforestation. (Ormancılık nedeniyle, ormanın yaban hayatı azalmaktadır.)
- The popularity of the band has dwindled since their last album. (Son albümlerinden bu yana, grubun popülaritesi azalmıştır.)
- The medication helped to prevent his condition from dwindling further. (İlaç, durumunun daha da azalmasını önlemeye yardımcı oldu.)
- The power of the storm began to dwindle as it moved further away. (Fırtınanın gücü, daha da uzaklaştıkça azalmaya başladı.)
- The company’s reputation dwindled after the scandal was exposed. (Skandal ortaya çıktıktan sonra, şirketin itibarı azalmıştır.)
- The noise from the party slowly dwind
- The resources for the project were dwindling, so they had to find alternative solutions. (Proje için kaynaklar azaldığından, alternatif çözümler bulmak zorunda kaldılar.)
Hemen Yorum Yaz