Dwell İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dwell İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dwell Nedir?

Dwell kelimesi, “kalma, ikamet etme, barınma” gibi anlamlara gelir.

Örnek Cümleler:

1. I dwell in a small apartment in the city center. (Ben şehir merkezinde küçük bir apartman dairesinde kalıyorum.)
2. She dwells in a beautiful countryside cottage. (O, güzel bir kırsal kır evinde kalıyor.)
3. The tribe used to dwell in these mountains for centuries. (Kabile yüzyıllardır bu dağlarda kalıyorlardı.)
4. He dwelled on the issue for hours. (O, konuda saatlerce takılıp kaldı.)
5. The memories of his childhood still dwell in his mind. (Çocukluğuna ait anılar hala zihninde yaşar.)
6. She couldn’t help but dwell on the past. (Geçmişte takılıp kalmamak için çaba harcaması gerekiyordu.)
7. Many different cultures dwell in this city. (Bu şehirde birçok farklı kültür bir arada yaşar.)
8. The spirit of Christmas dwells in the hearts of the people. (Noel ruhu insanların kalplerinde yaşar.)
9. She dwelt on the thought of quitting her job for a long time. (İşini bırakma fikrinde uzun süre takılıp kaldı.)
10. He likes to dwell in his own world of imagination. (Hayal dünyasında takılmaktan hoşlanır.)
11. The company’s success dwells on its ability to adapt to changes. (Şirketin başarısı, değişikliklere uyum sağlama yeteneğine bağlıdır.)
12. The old castle has dwelt on this hill for centuries. (Eski kale yüzyıllardır bu tepede yer alır.)
13. The meaning of the poem dwells in its subtle imagery. (Şiirin anlamı, ince imgelerinde yer alır.)
14. He couldn’t dwell on the subject for long, as it was too painful. (Çok acı olduğu için konuda uzun süre takılmadı.)
15. The idea of traveling to new places dwells in her mind constantly. (Yeni yerlere seyahat etme fikri sürekli zihninde yer alır.)
16. The beauty of nature dwells in the eyes of the beholder. (Doğanın güzelliği, gören kişinin gözünde yer alır.)

17. The mystery of the old mansion dwells in the rumors and legends surrounding it. (Eski malikanenin gizemi, etrafındaki söylentilerde ve efsanelerde yer alır.)
18. She dwelt in the memory of her lost love. (Kaybettiği aşkının anısında takılıp kaldı.)
19. The focus of the meeting dwelt on the budget cuts. (Toplantının odak noktası bütçe kesintilerinde yer aldı.)
20. The artist’s inspiration dwells in the beauty of everyday life. (Sanatçının ilham kaynağı, günlük hayatın güzelliğinde yer alır.)

(Tüm cümlelerde “dwell” kelimesinin anlamı “kalma, ikamet etme, barınma” anlamında kullanılmıştır.)