Duty-Bound İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Duty-Bound İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Duty-Bound Nedir?

Duty-bound, bir görevi yapmaya veya belirli bir eylemi gerçekleştirmeye zorunlu olan anlamına gelir. Kişinin sorumluluğunda olan bir işi yerine getirmesi gerektiği anlamını taşır.

Örnek Cümleler:

1. As a doctor, she is duty-bound to save lives. (Bir doktor olarak, hayatları kurtarmak için görevlidir.)
2. The soldiers are duty-bound to follow orders. (Askerler, emirlere uymakla yükümlüdür.)
3. The teacher felt duty-bound to report the bullying incident. (Öğretmen, zorbalık olayını bildirmekle sorumlu hissetti.)
4. As a parent, I am duty-bound to take care of my children. (Bir ebeveyn olarak, çocuklarımın bakımından sorumluyum.)
5. He is duty-bound to attend the meeting tomorrow. (Yarınki toplantıya katılmakla yükümlüdür.)
6. The police officer is duty-bound to protect the citizens. (Polis memuru, vatandaşları korumakla yükümlüdür.)
7. The lawyer is duty-bound to represent his client’s best interests. (Avukat, müvekkilinin en iyi çıkarlarını temsil etmekle yükümlüdür.)
8. As a member of the team, she is duty-bound to contribute to the project. (Takımın bir üyesi olarak, projeye katkıda bulunmakla yükümlüdür.)
9. The captain is duty-bound to ensure the safety of the passengers. (Kaptan, yolcuların güvenliğini sağlamakla yükümlüdür.)
10. The doctor is duty-bound to maintain patient confidentiality. (Doktor, hasta gizliliğini korumakla yükümlüdür.)
11. As a citizen, it is our duty-bound to pay taxes. (Bir vatandaş olarak, vergi ödemekle yükümlüyüz.)
12. The CEO is duty-bound to make decisions that benefit the company. (CEO, şirkete fayda sağlayacak kararlar vermekle yükümlüdür.)
13. The judge is duty-bound to ensure a fair trial. (Hakim, adil bir yargılama sağlamakla yükümlüdür.)
14. The firefighter is duty-bound to put out the fire. (İtfaiyeci, yangını söndürmekle yükümlüdür.)
15. As a student, it is duty-bound to attend classes regularly. (Bir öğrenci olarak, düzenli olarak derslere katılmakla yükümlüyüm.)
16. The diplomat is duty-bound to represent their country abroad. (Diplomat, ülkesini yurtdışında temsil etmekle yükümlüdür.)
17. The employee is duty-bound to follow company policies. (Çalışan, şirket politikalarına uymakla yükümlüdür.)
18. The journalist is duty-bound to report the truth. (Gazeteci, gerçeği bildirm

ekle yükümlüdür.)
19. As a driver, it is duty-bound to follow traffic rules. (Bir sürücü olarak, trafik kurallarına uymakla yükümlüyüm.)

20. The nurse is duty-bound to provide care for their patients. (Hemşire, hastalarına bakım sağlamakla yükümlüdür.)