Drink İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Drink İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Drink İle İlgili Cümleler

Drink kelimesi Türkçede “içmek” anlamına gelir.

  1. I always drink a cup of coffee in the morning. (Ben her zaman sabahları bir fincan kahve içerim.)
  2. He doesn’t like to drink alcohol. (O, alkol içmeyi sevmez.)
  3. She was so thirsty that she drank the entire bottle of water. (O kadar susuzdu ki, bütün su şişesini içti.)
  4. My doctor recommended that I drink more water every day. (Doktorum her gün daha fazla su içmemi önerdi.)
  5. They were having a party and everyone was drinking and having a good time. (Onlar parti yapıyorlardı ve herkes içiyordu ve eğleniyordu.)
  6. I always drink green tea with my meals. (Ben her zaman yemeklerimle yeşil çay içerim.)
  7. He stopped at the bar to drink a beer after work. (O işten sonra bir bira içmek için bara uğradı.)
  8. She can’t drink milk because she’s lactose intolerant. (O, laktoz intoleransı olduğu için süt içemez.)
  9. We drank champagne to celebrate our anniversary. (Yıl dönümümüzü kutlamak için şampanya içtik.)
  10. They were thirsty after hiking and drank from the stream. (Yürüyüşten sonra susadılar ve derecikten su içtiler.)
  11. I never drink coffee after 5 pm because it keeps me awake at night. (Ben gece uykusunu kaçırdığı için asla saat 5’ten sonra kahve içmem.)
  12. He had a cold and drank hot tea with honey and lemon to soothe his throat. (O, boğazını yatıştırmak için bal ve limonlu sıcak çay içti.)
  13. She drinks a lot of water when she exercises to stay hydrated. (O egzersiz yaparken nemli kalmak için bol su içer.)
  14. We drank juice with our breakfast this morning. (Bu sabah kahvaltımızda meyve suyu içtik.)
  15. They ordered a bottle of wine to drink with their dinner. (Onlar akşam yemeğiyle birlikte bir şişe şarap sipariş ettiler.)
  16. He likes to drink tea with milk and sugar. (O, süt ve şekerle çay içmeyi sever.)
  17. She drinks a protein shake after her workouts to help her muscles recover. (O, kaslarının toparlanmasına yardımcı olmak için antrenmanlarından sonra protein shake içer.)
  18. They always drink water with their meals instead of soda. (Onlar her zaman yemeklerinin yanında soda yerine su içerler.)
  19. I have to drink this medicine three times a day. (Ben bu ilacı günde üç kez içmek zorundayım.)
  20. He drank too much last night and now he has a hangover. (O, dün gece çok içti ve şimdi kafası çok kötü.)
  1. She prefers to drink herbal tea instead of caffeinated tea. (O, kafeinli çay yerine bitki çayı içmeyi tercih eder.)
  2. We stopped at the convenience store to drink some cold soda on a hot day. (Sıcak bir günde soğuk soda içmek için bakkalda durduk.)
  3. He drinks a glass of warm milk before bed to help him sleep. (O, uykuya yardımcı olmak için yatmadan önce bir bardak sıcak süt içer.)
  4. She drank a cup of hot cocoa to warm up after playing in the snow. (O, karlarla oynadıktan sonra ısınmak için bir fincan sıcak kakao içti.)
  5. They always drink fresh-squeezed orange juice for breakfast. (Onlar her zaman kahvaltılarında taze sıkılmış portakal suyu içerler.)
  6. I don’t like to drink too much coffee because it makes me jittery. (Ben çok fazla kahve içmekten hoşlanmam, çünkü sinirli oluyorum.)
  7. He drank a bottle of water during the marathon to stay hydrated. (O, maraton boyunca nemli kalmak için bir şişe su içti.)
  8. She drank a cup of chamomile tea to calm her nerves before her presentation. (O, sunumundan önce sinirlerini yatıştırmak için bir fincan papatya çayı içti.)
  9. We drank margaritas at the Mexican restaurant last night. (Dün gece Meksika restoranında margarita içtik.)
  10. They like to drink smoothies with fruit and yogurt for breakfast. (Onlar kahvaltılarında meyve ve yoğurtlu smoothie içmeyi severler.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.