Dreary İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dreary İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dreary İle İlgili Cümleler

Dreary, Türkçe’de “sıkıcı, kasvetli, can sıkıcı” gibi anlamlara gelir. İngilizce cümle içinde kullanımı örnekler aşağıdaki gibidir:

  1. The weather was so dreary that I didn’t even want to leave the house. (Hava o kadar kasvetliydi ki, hatta evden bile çıkmak istemedim.)
  2. The small town had a dreary feel to it. (Küçük kasaba sıkıcı bir atmosfere sahipti.)
  3. The dreary lecture put the students to sleep. (Sıkıcı ders öğrencileri uyuttu.)
  4. The old, abandoned building had a dreary, haunted look. (Eski, terk edilmiş bina kasvetli ve hayaletli bir görünüme sahipti.)
  5. The day was so dreary that it felt like it would never end. (Gün o kadar sıkıcıydı ki, hiç bitmeyecekmiş gibi hissettirdi.)
  6. The dreary task of sorting through paperwork took all day. (Kağıt işlerini sıralama gibi sıkıcı bir görev tüm günümü aldı.)
  7. The dreary office environment made it hard to concentrate. (Sıkıcı ofis ortamı odaklanmayı zorlaştırdı.)
  8. The dreary movie failed to hold my attention. (Sıkıcı film ilgimi çekemedi.)
  9. The dreary music was not suitable for the party. (Sıkıcı müzik parti için uygun değildi.)
  10. The dreary gray sky matched my mood perfectly. (Kasvetli gri gökyüzü benim ruh halime tam olarak uydu.)
  11. The dreary winter weather made me wish for summer. (Sıkıcı kış hava durumu benim yazı özlememi tetikledi.)
  12. The dreary town center lacked any sort of charm. (Sıkıcı şehir merkezi herhangi bir çekicilik unsuru barındırmıyordu.)
  13. The dreary restaurant had no ambiance. (Sıkıcı restoranın hiçbir ambiyansı yoktu.)
  14. The dreary conversation at the dinner table made me want to leave. (Yemek masasında geçen sıkıcı konuşma beni gitmek istemeye itti.)
  15. The dreary book was a struggle to get through. (Sıkıcı kitap bitirmek için çaba gerektiriyordu.)
  16. The dreary view from the hotel room was disappointing. (Otel odasından görünen sıkıcı manzara hayal kırıklığı yarattı.)
  17. The dreary meeting seemed to go on forever. (Sıkıcı toplantı sonsuz gibi göründü.)
  18. The dreary work week made the weekend feel like a much-needed break. (Sıkıcı iş haftası haftasonunu ihtiyaç duyulan bir mola gibi hissettirdi.)
  19. The dreary landscape was devoid of any life or color. (Sıkıcı manzara canlılık veya renkten yoksundu.)
  20. The dreary poem left me feeling melancholy. (Sıkıcı şiir

left me feeling melancholy. (Sıkıcı şiir beni hüzünlendirdi.)

Bu cümlelerde dreary kelimesi genellikle olumsuz bir şekilde kullanılmaktadır. Çoğunlukla sıkıcı, kasvetli ve can sıkıcı bir şeyi ifade etmek için kullanılır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.