Dovish İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dovish İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dovish Nedir?

Dovish, barışçıl ve ılımlı anlamına gelen bir İngilizce kelime olarak kullanılmaktadır. Özellikle ekonomi, finans ve siyaset gibi alanlarda sıkça kullanılan bir terimdir. Dovish, genellikle politikacıların, merkez bankalarının ve yatırımcıların para politikaları, faiz oranları, enflasyon gibi konularda tutumunu tanımlamak için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The central bank’s doves advocate for lower interest rates to stimulate economic growth. (Merkez bankasının barışçıl üyeleri, ekonomik büyümeyi teşvik etmek için daha düşük faiz oranları savunur.)
  2. The finance minister’s dovish approach to the budget was criticized by the opposition. (Maliye bakanının bütçeye ılımlı yaklaşımı muhalefet tarafından eleştirildi.)
  3. The company’s doves believe that investing in research and development is key to long-term success. (Şirketin barışçıl çalışanları, araştırma ve geliştirmeye yatırım yapmanın uzun vadeli başarı için önemli olduğuna inanıyor.)
  4. The doves in the government are pushing for a peaceful resolution to the conflict. (Hükümetteki barış yanlıları, çatışmanın barışçıl bir şekilde çözülmesi için çaba harcıyorlar.)
  5. The CEO’s dovish attitude towards employee satisfaction has led to a positive workplace culture. (CEO’nun çalışan memnuniyetine ılımlı yaklaşımı, olumlu bir iş yeri kültürüne yol açtı.)
  6. The doves in the opposition party are calling for a more compassionate approach to immigration policy. (Muhalefetteki barış yanlıları, göç politikasına daha insancıl bir yaklaşım çağrısında bulunuyorlar.)
  7. The Federal Reserve’s doves are advocating for a gradual increase in interest rates. (Federal Rezerv’in barış yanlıları, faiz oranlarının kademeli olarak artırılmasını savunuyor.)
  8. The doves in the company’s board of directors believe in prioritizing environmental sustainability. (Şirketin yönetim kurulundaki barış yanlıları, çevresel sürdürülebilirliği önceliklendirmeyi savunuyor.)
  9. The candidate’s dovish foreign policy stance has garnered support from peace activists. (Adayın barış yanlısı dış politika tutumu, barış aktivistlerinin desteğini kazandı.)
  10. The doves in the parliament are calling for more investment in education and healthcare. (Parlamentodaki barış yanlıları, eğitim ve sağlık hizmetlerine daha fazla yatırım yapılmasını istiyorlar.)
  11. The dovish tone of the president’s speech was well-received by the public. (Başkanın barışçıl tonu, halk tarafından iyi karşılandı.)
  12. The doves in the

business community are urging companies to prioritize social responsibility. (İş dünyasındaki barış yanlıları, şirketlerin sosyal sorumlulukları önceliklendirmesini istiyorlar.)
13. The central bank’s doves believe that inflation is transitory and should not warrant an aggressive response. (Merkez bankasının barış yanlıları, enflasyonun geçici olduğunu ve agresif bir tepki gerektirmediğini düşünüyorlar.)

  1. The doves in the trade negotiations are pushing for a compromise that benefits both parties. (Ticaret müzakerelerindeki barış yanlıları, her iki tarafın da yararına olan bir uzlaşma için çaba harcıyorlar.)
  2. The candidate’s dovish approach to foreign aid has drawn criticism from some international aid organizations. (Adayın barışçıl yaklaşımı, bazı uluslararası yardım kuruluşlarından eleştiri aldı.)
  3. The doves in the environmental movement are calling for urgent action on climate change. (Çevre hareketindeki barış yanlıları, iklim değişikliği konusunda acil eylem çağrısı yapıyorlar.)
  4. The central bank’s doves are wary of raising interest rates too quickly, as it may harm economic growth. (Merkez bankasının barış yanlıları, faiz oranlarını çok hızlı yükseltmenin ekonomik büyümeyi zarar verebileceği konusunda dikkatli.)
  5. The doves in the military are advocating for a diplomatic solution to the conflict. (Askeriyedeki barış yanlıları, çatışmanın diplomatik bir çözümle sonuçlanması için çaba harcıyorlar.)
  6. The finance minister’s dovish stance on austerity measures has been criticized by some economists. (Maliye bakanının kemer sıkma önlemlerine ılımlı yaklaşımı, bazı ekonomistler tarafından eleştirildi.)
  7. The doves in the labor union are pushing for better working conditions and fair wages. (İşçi sendikasındaki barış yanlıları, daha iyi çalışma koşulları ve adil ücretler için çaba harcıyorlar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.