Doubt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Doubt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Doubt (Şüphe)

Doubt, bir şey hakkında belirsizlik, güvensizlik ve tereddüt hissi anlamına gelir. İngilizce cümlelerde, doubt kelimesi sık sık kullanılmaktadır.

1. I have a doubt about the validity of his argument. (Onun argümanının geçerliliği konusunda şüphem var.)
2. There’s some doubt about whether she’ll be able to make it on time. (Zamanında yetişebileceği konusunda bazı şüpheler var.)
3. The detective had doubts about the suspect’s alibi. (Dedektif, şüpheli’nin mazereti hakkında şüpheleri vardı.)
4. She had doubts about his intentions. (Onun niyetleri hakkında şüpheleri vardı.)
5. I doubt that he will come to the party. (Partiye geleceğine şüpheyle bakıyorum.)
6. I doubt that he is telling the truth. (Doğruyu söylediğine şüphe ediyorum.)
7. His response left me in doubt about his sincerity. (Yanıtı, samimiyeti konusunda şüpheye düşürdü.)
8. I have no doubt that he is the right person for the job. (İş için doğru kişi olduğundan hiç şüphem yok.)
9. The evidence leaves little doubt about his guilt. (Kanıtlar, onun suçluluğu konusunda az şüphe bırakıyor.)
10. I doubt whether we’ll be able to finish this project on time. (Bu projeyi zamanında bitirebileceğimizden şüpheliyim.)
11. He expressed doubt that the plan would work. (Planın işe yarayacağı konusunda şüphelerini dile getirdi.)
12. The coach had doubts about the player’s ability to perform. (Antrenör, oyuncunun performansı hakkında şüpheleri vardı.)
13. I have my doubts about the accuracy of the report. (Raporun doğruluğu konusunda şüphelerim var.)
14. The witness’s testimony cast doubt on the defendant’s story. (Tanığın ifadesi, sanığın hikayesinde şüphe uyandırdı.)
15. I doubt whether he really understands the situation. (Durumu gerçekten anlayıp anlamadığına şüpheliyim.)
16. She had doubts about the safety of the new product. (Yeni ürünün güvenliği konusunda şüpheleri vardı.)
17. His lack of experience gave me doubt about his ability to handle the project. (Deneyimsizliği, projeyi yönetme yeteneği konusunda şüpheye düşürdü.)
18. The teacher had doubts about the student’s excuse for not doing the homework. (Öğretmen, öğrencinin ödev yapmama bahanesi hakkında şüpheleri vardı.)
19. I doubt that the company will be able to meet its sales target this year. (Şirketin bu yıl satış hedefini karşılayabileceğine şüpheliy

20. The politician’s statement was met with doubt and skepticism from the public. (Politikacının açıklaması halktan şüphe ve kuşku ile karşılandı.)

Doubt kelimesi, birçok farklı bağlamda kullanılabilir. Örneğin, bir durum hakkında şüphelerimiz olabilir veya bir kişinin niyetleri hakkında güvensizlik hissi yaşayabiliriz. Cümlelerde kullanılırken, doubt kelimesi birçok farklı fiil ile birlikte kullanılabilir. Örneğin, doubt kelimesi “have” fiili ile birlikte kullanılarak, bir kişi veya bir durum hakkında sahip olduğumuz şüphe ifade edilebilir. Ayrıca, “cast” fiili ile birlikte kullanılarak, bir durum veya bir kişi hakkında şüphe uyandırmak da ifade edilebilir.