Dot İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dot İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dot kelimesi

Dot, İngilizce’de “nokta” anlamına gelir. İngilizce dilinde çok yaygın bir kelime olduğu için birçok farklı cümle içinde kullanılır. Aşağıda dot kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle verilmiştir:

1. She put a dot on the paper.
   ( Kağıda nokta koydu. )

2. He wears a polka dot shirt.
   ( O, polka noktalı bir gömlek giyer. )

3. The dot on the map represents the city.
   ( Haritadaki nokta şehri temsil eder. )

4. You need to put a dot on the letter “i”.
   ( Harfin üzerindeki “i” harfinin noktasını koymalısın. )

5. The period is indicated by a dot.
   ( Nokta ile birlikte noktalama işareti gösterilir. )

6. The dot product of two vectors is a scalar.
   ( İki vektörün nokta çarpımı bir skalerdir. )

7. She used a black dot to decorate the page.
   ( Sayfayı süslemek için siyah bir nokta kullandı. )

8. The email address has a dot between the username and domain name.
   ( E-posta adresinde kullanıcı adı ile alan adı arasında nokta vardır. )

9. The end of the sentence is marked with a dot.
   ( Cümlenin sonu nokta ile işaretlenir. )

10. The game involves connecting the dots.
    ( Oyun noktaları birleştirmeyi içerir. )

11. The dot of the exclamation mark shows strong emotion.
    ( Ünlem işaretinin noktası güçlü bir duyguyu gösterir. )

12. She used a dot of glue to attach the two pieces together.
    ( İki parçayı birleştirmek için bir tutkal noktası kullandı. )

13. The painting was composed of many dots of color.
    ( Tablo birçok renk noktasından oluşuyordu. )

14. The dot matrix printer is an older technology.
    ( Nokta matrisli yazıcı eski bir teknolojidir. )

15. The dot on the dice determines how far you can move.
    ( Zarın üzerindeki nokta, ne kadar ilerleyebileceğinizi belirler. )

16. The dot on the radar screen represents an airplane.
    ( Radar ekranındaki nokta bir uçağı temsil eder. )

17. The dot indicates where to sign the document.
    ( Nokta, belgeyi imzalamak için nereye imzalanacağını gösterir. )

18. She placed a dot on the map to mark the location of the treasure.
    ( Hazineyi işaretlemek için haritaya bir nokta koydu. )

19. The little girl wanted to wear a dress with a polka dot pattern.
    ( Küçük kız, polka noktalı bir desenli elb

k giymek istedi. )

20. The error was caused by a missing dot in the code.
    ( Hata, kodda eksik bir noktadan kaynaklandı. )