Dogged İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Dogged Kelimesinin Anlamı:
Dogged kelimesi, sıkıntı veya zorluklarla karşılaşmış olsa bile kararlı ve azimli bir şekilde devam eden kişiyi veya bir şeyi ifade eder.
Örnek Cümleler:
-
Despite
facing several setbacks, she remained dogged in her pursuit of success. (Başarısızlıklarla karşılaşmasına rağmen, başarının peşinden kararlılıkla devam etti.)
- He has a dogged determination to finish the project on time. (Projeyi zamanında bitirmek için kararlı bir azmi var.)
- Her dogged persistence paid off when she finally achieved her dream. (Sonunda hayalini gerçekleştirdiğinde, kararlılığı ödülünü aldı.)
- The dogged efforts of the rescue team saved the hiker’s life. (Kurtarma ekibinin kararlı çabaları, dağcının hayatını kurtardı.)
- He was doggedly determined to succeed against all odds. (Tüm olumsuzluklara rağmen başarılı olmak için kararlı bir şekilde ilerledi.)
- Despite the rain and wind, she doggedly continued her marathon. (Yağmur ve rüzgarın yanı sıra, maratonuna kararlılıkla devam etti.)
- The team’s dogged pursuit of victory led them to the championship. (Takımın zafer peşindeki kararlılığı, şampiyonluğa ulaşmalarını sağladı.)
- His dogged determination to uncover the truth eventually paid off. (Gerçeği ortaya çıkarmak için kararlı çabaları sonunda meyvesini verdi.)
- She was doggedly committed to improving her grades and eventually earned a scholarship. (Notlarını yükseltme konusunda kararlıydı ve sonunda burs kazandı.)
- The detective’s dogged pursuit of the suspect led to his capture. (Dedektifin şüphelinin peşindeki kararlılığı, yakalanmasına yol açtı.)
- He doggedly pursued his passion for music despite his family’s objections
. (Ailesinin itirazlarına rağmen, müzik tutkusunu kararlılıkla sürdürdü.)
- The company’s dogged efforts to improve customer service paid off in increased sales. (Müşteri hizmetlerini iyileştirmek için yapılan kararlı çabalar, artan satışlara yol açtı.)
- She doggedly pursued her dream of becoming a doctor and eventually graduated from medical school. (Doktor olma hayalini kararlılıkla sürdürdü ve sonunda tıp fakültesinden mezun oldu.)
- Despite the criticism, she doggedly continued to pursue her artistic vision. (Eleştirilere rağmen, sanatsal vizyonunu kararlılıkla sürdürdü.)
- The athlete’s dogged determination to win the race led him to set a new record. (Yarışı kazanmak için sporcu kararlılığı, onun yeni bir rekor kırmasına yol açtı.)
- Despite the challenges, the team doggedly pursued their goal and eventually succeeded. (Zorluklara rağmen, takım hedeflerine kararlılıkla ilerledi ve sonunda başarılı oldu.)
- His dogged determination to improve his health led him to lose over 50 pounds. (Sağlığını iyileştirmek için kararlı çabaları, 50 kilodan fazla kilo vermesine yol açtı.)
- The activist’s dogged persistence led to the passage of an important law. (Aktivistin kararlılığı, önemli bir yasa çıkmasına yol açtı.)
- Despite the obstacles, the entrepreneur doggedly pursued her vision and eventually built a successful company. (Engellere rağmen, girişimci vizyonunu kararlılıkla sürdürdü ve sonunda başarılı bir şirket kurdu.)
- The teacher’s dogged efforts to help her struggling students paid off in improved grades. (Sorun yaşayan öğrencilere yardım etmek için öğretmenin kararlı çabaları, notların yükselmesine yol açtı.)
Türkçe karşılıklar:
kararlı, azimli, inatçı, peşini bırakmayan, pes etmeyen, dirençli
Hemen Yorum Yaz