Docile İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Docile İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Docile

Türkçe Anlamı: Uysal, evcil, boyun eğen.

1. She has a docile personality

   (O, uysal bir kişiliğe sahip.)

2. The dog was very docile around children

   (Köpek çocukların etrafında çok uysaldı.)

3. He had a docile temperament

   (O, uysal bir mizaca sahipti.)

4. The horse was docile and easy to handle

   (At uysal ve kolay idare edilebiliyordu.)

5. The cat is usually docile but can be aggressive when provoked

   (Kedi genellikle uysal ama kışkırtıldığında agresif olabilir.)

6. The prisoner was docile and did not resist arrest

   (Mahkum uysaldı ve tutuklamaya karşı direnmedi.)

7. The elephant was docile and obedient to its trainer

   (Fil, eğitmenine uysal ve itaatkardı.)

8. She had a docile and gentle voice

   (O, uysal ve nazik bir ses tonuna sahipti.)

9. The child was docile and obedient to his parents

   (Çocuk, ebeveynlerine uysal ve itaatkardı.)

10. The sheep were docile and easy to herd

    (Koyunlar uysal ve kolay sürülebiliyordu.)

11. The patient was docile and cooperative during the examination

    (Hasta muayene sırasında uysal ve işbirlikçiydi.)

12. The cat became docile and friendly after it was spayed

    (Kedi kısırlaştırıldıktan sonra uysal ve arkadaş canlısı oldu.)

13. The bird was so docile that it would eat out of my hand

    (Kuş o kadar uysaldı ki elimden yem yerdi.)

14. The dog’s docile behavior made it easy to train

    (Köpeğin uysal davranışı, eğitimini kolaylaştırdı.)

15. The docile lamb followed its mother wherever she went

16. The workers were docile and compliant with their employer’s demands

    (İşçiler, işverenin taleplerine uysal ve uyumlu davrandılar.)

17. The cat’s docile nature made it a great pet for children

    (Kedinin uysal doğası, çocuklar için harika bir evcil hayvan yaptı.)

18. He had a docile personality and rarely got into arguments

    (O, uysal bir kişiliğe sahipti ve nadiren tartışmaya girerdi.)

19. The docile rabbit was easily caught by the fox

    (Uysal tavşan, tilki tarafından kolayca yakalandı.)

20. The patient remained docile and calm throughout the procedure

    (Hasta işlem boyunca uysal ve sakin kaldı.)

21. The lion tamer relied on the docile behavior of his animals

    (Aslan eğiticisi, hayvanlarının uysal davranışına güveniyordu.)

22. The docile snake was handled carefully by the zookeeper

    (Uysal yılan, hayvanat bahçesi görevlisi tarafından dikkatli bir şekilde işlem gördü.)

23. The cat’s docile nature made it a popular pet in the household

    (Kedinin uysal doğası, evcil hayvan olarak popülerlik kazandı.)

24. The teacher praised the docile behavior of her students

    (Öğretmen öğrencilerinin uysal davranışını övdü.)